Ramazan ve oruç bize neler öğretti?





Author: Osman KARYAĞDI - min read. - Post Date: 04/18/2023
Clap

Bir ay boyunca yalan söylemeyen, iftira atmayan, gıybete girmeyen, dedikodu yapmayan, hakaretten uzak duran bir insan, bunları hayatının tamamında da yapabileceğini, yalan söylemeden, gıybete girmeden yaşamanın mümkün olduğunu öğrenmiş olur. Bu tür alçak vasıflardan bir ay uzak duran bir kimse Ramazandan sonra bu tür günahlardan uzak kalma suresini uzatmayı isteyecek ve uzatacaktır.

Ramazan, hakkını veren insanlara pek çok şey öğreterek bir sene sonra, hem de on gün erken gelmek üzere veda edip gider. Biz de onun bize öğrettiği hususları hayatımıza taşıyarak gelecek sene onu daha iyi karşılamak için onunla vedalaşırız. Zamanın on iki parçasından biri olan Ramazan ve bu ayda tuttuğumuz oruç bize çok şey öğretir ve pek çok güzellik kazandırır.

Oruç, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan bir ibadettir. Mükâfatını Allah verecektir. Bu yüzden oruçta riya olmaz. Allah’ın “Oruç sadece benim içindir, benim için tutulur” buyruğuna rağmen başka amaçlarla oruç tutanlar, orucu gösteri haline getirenler orucun asıl hedefini gerçekleştiremeden Ramazan ayı biter, gider.

 

Günahlardan sadece bir ay değil her zaman uzak durabiliriz.

Kelime olarak, bir şeyden uzak durmak, kendini tutmak manalarına gelen oruç, hakkı verilerek tutulmuşsa insana çok şey kazandırmış demektir. Mü’min Ramazanda yeme içme gibi beşeri ihtiyaçlarından belli bir zaman için uzak durduğu gibi orucunu manen sakatlayan, yalan, iftira, gıybet, kul hakkı… gibi kötülüklerden de uzak durur. Bir ay boyunca yalan söylemeyen, iftira atmayan, gıybete girmeyen, dedikodu yapmayan, hakaretten uzak duran bir insan, bunları hayatının tamamında da yapabileceğini, yalan söylemeden, gıybete girmeden yaşamanın mümkün olduğunu öğrenmiş olur. Bu tür alçak vasıflardan bir ay uzak duran bir kimse Ramazandan sonra bu tür günahlardan uzak kalma suresini uzatmayı isteyecek ve uzatacaktır.

Ramazan ayı yaşandı ve seneye bir daha hayatımıza girmek üzere veda edip gitti. Ramazan orucu bize farkında olduğumuz olmadığımız pek çok şey kazandırmıştır. Hiç değilse Cenâb-ı Hakk’ın üzerimizdeki bunca nimetlerine karşılık bir çeşit “şükür” yaparak nankörlerden yazılma cürmünden kurtulmuş olduk.

 

Kur’ân’a daha fazla zaman ayırabileceğimizi öğrendik

Kur’ân okumak bazılarımıza zor gelebilir. Fakat Ramazanda gerek ferdi gerekse bir grup içinde mukabeleye devam ederek Kur’ân’a daha yakın ve samimi olduk. İnsan isterse her iki hayat için de rehber olan Kur’ân’a zaman ayırabileceğini Ramazan’da uygulamalı olarak görür. Kur’ân’ın lafzına zaman ayırdığımız gibi muhtevasına, bize ne anlattığına da zaman ayırmak gerektiğini Ramazan ortamında daha çok hissettik. Bu, Ramazan sonrası Kur’ân’la ilgilenmek için tetikleyici olacaktır.

 

Bitmez gibi gelen “kaza namazları” bitebilir

İnsan olarak kaçırdığımız, gafletle kılamadığımız namazlarımız vardır. Hele bunların sayısı çok ise, “bitmez” diye hepten ümitsizliğe düşmemiz mümkündür. Ramazanda kıldığımız teravih namazıyla üzerimizdeki kaza namazlarını tamamlamanın mümkün olduğunu, bunun zor olmayacağını öğrendik. Zira bir ay boyunca yatsı ve vitir hariç her gün 20 rekât teravih namazı kıldık. Bir günlük kazası olan kimsenin kılacağı namaz da bir teravih namazı kadar, yani 20 rekâttan ibarettir. Ramazanda günlük ibadetlere ek olarak 20 rekât teravih kılmakla belli bir takvime bağlayarak kaza namazlarını tamamlayabileceğimizi görmüş olduk. Üstelik kaza namazları için gecenin belli bir saati değil, durumumuza göre günün daha elverişli bir zamanını seçmek de mümkündür.

 

Sabrı öğrenip pekiştirdik Ramazan’da

Oruçla sabrı da öğrenmiş olduk. Zira oruçluyken her türlü imkâna rağmen iftar vakti gelmeden yemeye elimizi uzatamadık. Sabır eğitiminde oruç bize pek çok şey kattı. Ramazandan sonra da diğer Ramazan’a kadar bunları kaybetmeden devam ettirmek gerekiyor. Ramazan’da oruçla, arzuların sadece Allah’ın emriyle ve O’nun rızasını kazanmak için ertelenebileceğini, önümüzdeki yemeğe “yiyebilirsiniz” izni gelinceye sabredebileceğimizi öğrendik.

 

Mideye kulluktan(!) kurtulduk

Ramazanda midemizin kulu ve cinsel arzuların esiri olmaktan uzak bir süre geçirdik. Hem mideye hem de cinsel arzulara hâkimiyet için iyi bir eğitim dönemi olan Ramazan, sonrasında yaşanacak düzgün bir hayat için girişi mahiyetindedir. Giriş iyi olunca devamı da iyi gelecektir.

 

Ramazan disiplinli yaşamayı öğretti

Oruç belli oranda da olsa disiplinli yaşamayı ve düzenli beslenmeyi öğretti. Zira normal zamanlarda istediğimiz zaman yiyip içerken Ramazanda yemek yiyeceğimiz saat nerdeyse sabitlendi. Özellikle akşam yemeği hep aynı saatlerde yenildi. Dolayısıyla yeme ve içme gibi ihtiyaçları karşılamanın planlı hale getirebileceğini öğretti oruç ve Ramazan.

 

İhtiyaçlarımız sınırsız değil...

Ramazan bize ihtiyaçlarımızın sınırsız olmadığını da öğretti. Sınırsız denilen ihtiyaçların, aslında alışkanlıkların bize zorladığı, “olmasa da olur!” türünden pek çok şey olduğunu öğrendik Ramazan ve oruçla.

 

Prensiplerimize uygun yaşamayı öğrendik

Oruç helal-haram gibi prensiplere bina edilen bir hayat yaşamayı öğretti bize. Orucum bozulmasın diye dikkatli yaşadık. Maddi anlamda orucunu bozan şeylere karşı dikkatli olduğumuz gibi orucu sakatlayan şeylere karşı da dikkatli olmamız gerektiğini öğrendik. Rabbimize karşı sorumluluklarımız, insanlara karşı sorumluluklarımızı da hatırlattı.

 

Vermeyi öğrendik

Ramazan; iftar, zekat, fitre, sadaka ve her çeşidiyle vermeyi de öğretti bize. Vermek için uygun yer ve şahıs ararken, çevremizde ne kadar da çok muhtaç olduğunu görmüş olduk. Bu bilgimiz Ramazan dışında yapacağımız hayırlar konusunda bize bir fikir verip yol gösterdi.

 

Sahip olduğumuz nimetlerin değerini anladık

Ramazanda istediğimiz zaman yeme hürriyetini “kaybettik.” Sahip olduğumuz nimetlerin değerini bu nimetleri kaybedip onlardan mahrum kaldığımız zaman daha iyi anlıyoruz. Gündüz yeme imkânını kaybedince “yeme” nimetini daha iyi anladığımız gibi bu nimete ulaşmakta zorlananların durumunu daha iyi anladık. Efendimiz’in “Komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir” uyarı içerikli hadisinin öylesine bir söz olmadığını gördük. Bu anlayışımız Ramazan sonrasına da yansımalı, nimetler daha doğru ve yerinde değerlendirilmeli.

Rabbimiz üzerimizdeki bu kadar nimetlerine teşekkür olarak bizden “ölüm gelinceye kadar” ibadet edip kulluk yapmamızı istiyor. Ramazanda ibadet etme konusunda sıkıntıları aşmayı öğrendik. Şimdi bunu seneye bütünüyle yaymak durumundayız. Ramazandan sonra Şevval ayında tutulması tavsiye edilen 6 günlük oruç da Ramazan kazanımlarının bütün bir seneye yayılmasını tavsiye adına iyi bir örnektir.

Ramazanda zincire vurularak etkisi sınırlanan şeytanı, Ramazanda kazandığımız güzel hasletlerle biz de Ramazan sonrası tavır ve davranışlarımızla zincirde tutabilir, serbestçe hareket ederek bizi yoldan çıkarmasına mani olabiliriz.

 

Oruç empati yapma duygusunu kazandırır

İstediği zaman yemek yiyebilen bir insan, imkânları ne olursa olsun, Ramazanda gündüz yemek yiyemez. Böyle olunca da kendisini, imkânı olmadığı için aç gezen insanların yerine koyup onların durumunu anlayabilir. Fakir ve muhtaç kimselerle kendi durumunun empatisini iyi yapan bir insan Ramazandan sonra da bu anlayışı devam ettirip çevresinde hali vakti yerinde olmayanlara yardım etmeye devam edecektir.

 

Teheccüde kalkmak mümkün...

Teheccüd, Allah rızası için gecenin bir yarısında kalkılıp eda edilen bir namaz. Ramazan’da sahura kalkarak, teheccüd için sene boyunca kalkmanın mümkün olduğunu yaşayarak öğrenmiş olduk. Sahura kalkabiliyorsak, teheccüde de kalkabiliriz...

Ramazanla normalde yapamayacağımızı zannettiğimiz pek çok şeyi yapabileceğimizi görüp öğrenmiş olduk. Şimdi sıra, bu bir aylık kulluğu, Ramazan’daki yoğunluğunu biraz hafifleterek bütün bir yıla yaymada.

İşte asıl başarı budur!

 

Author: Osman KARYAĞDI - min read. - Post Date: 04/18/2023