Farz Namazı Binekte / Araçta Kılmak
100. DERS
FARZ NAMAZI BİNEKTE/ARAÇTA KILMAK
Binek ve araçta, özürsüz yere, farz ve vacip namazlar, nezredilmiş namaz, bayram namazları, başlanıp yarıda kesilmiş nafilenin kazası, cenaze namazı kılınmaz, yerde okunmuş bir secde ayetinden dolayı tilavet secdesi yapılamaz. Ancak özür olursa zaruret oluşur ve bunlar binek üzerinde eda edilebilir. Bu ruhsat ayette şöyle beyan edilmiştir: “Eğer korkarsanız, yaya ya da binekli olarak namazınızı kılın.” (Bakara suresi, 2/239). Vacip namaz da bu ayetin hükmüne dahildir.
Farz namazı binekte ve araçta kılmak için şu durumlar zaruret oluşturur:
- İnip yerde namaz kıldığında, insanın canı, bineği/aracı, elbiseleri/eşyaları için hırsız korkusu varsa ve kendisini, bineğini ve eşyalarını koruyacak arkadaşı yoksa.
- Kendisi ve bineği için yırtıcı kuşlardan korkuyorsa
- Yağmur yağıyorsa ve yerde çamur varsa, yerde namaz kıldığı takdirde yüzü çamura batacaksa, kirlenecekse, yere serdiği şey zayi olacaksa. Yerde sadece yaşlığın olması, binekte farz kılmayı mübah kılmaz. Bineği veya aracı olmayan kişi, yağmurlu zamanlarda yerde çamurun içinde ayakta ima ile namazını kılabilir.
- Binekten/araçtan indiğinde, bineğin serkeşliğinden veya (bineğin ve aracın kaçmasından) korkuyorsa veya tekrar bineğe/araca bindirecek biri yoksa
- Binek inatçı olmasa bile aczinden dolayı bineğe/araca tekrar binemeyecek biri ittifakla farz namazını binekte/araçta kılar. Namazını özürden dolayı binekte/araçta kılan kişinin, bu özür geçtikten sonra namazını iade etmesi gerekmez.
- Bineğe/araca binip inmekle hastalığı ziyadeleşecek ya da iyileşmesi yavaşlayacak kişinin binek üzerinde ima ile farz namaz kılması caizdir. Binek veya aracın kıbleye doğru durması mümkünse bu sağlanır, mümkün değilse olduğu gibi kılar. Yerin çamur olması durumunda da aynı şey geçerlidir.
- Binekten/araçtan inmek ve tekrar binmek için yardımcısı olan kişi, İmam Azam’a göre gücü yerinde olan kimse hükmündedir. İmameyn ise böyle birinin de güçsüz konumunda olacağını söylemişlerdir.
- Kocası ya da bir mahremi olmadan araçtan inemeyen, araca binemeyen kadın da farz namazını araçta oturarak kılar.
- Binek üzerindeki hevdeçte namaz kılmak da binek üzerinde namaz kılmak gibidir, onunla aynı hükmü alır. Binek ister duruyor, ister gidiyor olsun fark etmez. Eğer bineği durdurur da hevdecin altına tahta ya da benzer bir şey koyarak onu yere sabitlerse, hevdeç yer hükmüne geçer. Artık o hevdeçte ayakta namaz kılmak gerekir, oturarak namaz kılmak ve rüku ve secdeyi ima ile eda etmek sahih olmaz.
الدرس المائة
صلاة الفرض والواجب على الدابة
لا يصح على الدابة صلاة الفرائض ولا الواجبات كالوتر والمنذور وما شَرع فيه نفلا فأفسده ولا صلاة الجنازة وسجدةٌ تليت آيتها على الأرض إلا لضرورة، كخوف لص على نفسه أو دابته أو ثيابه لو نزل، وخوف سبع وطين المكان وجُموح الدابة وعدم وجدان من يُركِبه لعجزه. والصلاة في المحمل على الدابة كالصلاة عليها سواء كانت سائرة أو واقفة، ولو جعل تحت المحمل خشبة حتى بقي قراره إلى الأرض كان بمنزلة الأرض فتصح الفريضة فيه قائما.
"لا يصح على الدابة صلاة الفرائض ولا الواجبات كالوتر والمنذور" والعيدين "و" لا قضاءِ "ما شَرع فيه نفلا فأفسده ولا صلاة الجنازة و" لا "سجدة" تلاوة قد "تليت آيتها على الأرض إلا لضرورة" نصَّ عليها في الفرض بقوله تعالى: {فَإِنْ خِفْتُمْ فَرِجَالاً أَوْ رُكْبَاناً} (البقرة: 239)، والواجب ملحَق به.
كخوف لص على نفسه أو دابته أو ثيابه لو نزل" ولم تقف له رفقته. "وخوف سبع" على نفسه أو دابته "و" وجود مطر و "طين" في "المكان" يغيب فيه الوجه أو يلطخه أو يتلف ما يبسطه عليه، أما مجرد نداوة فلا يبيح ذلك، والذي لا دابة له يصلي قائما في الطين بالإيماء. "وجموح الدابة وعدم وجدان من يُركبه" دابته ولو كانت غير جموح "لعجزه" بالاتفاق، ولا تلزمه الإعادة بزوال العذر. والمريض الذي يحصل له بالنزول والركوب زيادة مرض أو بطؤ برء يجوز له الإيماء بالفرض على الدابة واقفة مستقبل القبلة إن أمكن وإلا فلا، وكذا لطين المكان. وإن وَجد العاجز عن الركوب معينا فهي مسألة القادر بقدرة غيره خلافا لهما، كالمرأة إذا لم تقدر على النزول إلا بمحرم أو زوج.
"والصلاة في المحمل" وهو "على الدابة كالصلاة عليها" في الحكم الذي علمتَه "سواء كانت سائرة أو واقفة، ولو" أوقفها و"جعل تحت المحمل خشبة" أو نحوها "حتى بقي قراره" أي المحمل "إلى الأرض" بواسطة ما جعل تحته "كان" أي صار المحمل "بمنزلة الأرض فتصح الفريضة فيه قائما" لا قاعدا بالركوع والسجود.