Mübarek Şaban Ayı ve Beraat Gecesi
Şaban ayı, bir taraftan bereketli mevsim üç aylardan birisi Receb ayının geçtiğini haber verirken, diğer taraftan on bir ayın sultanı Ramazan ayının iyice yaklaştığını müjdeliyor. Sanki “Uyanın! Ramazan yaklaşıyor.” der gibi son uyarıyı dinleyenlere yapıyor.
“Şehrullâhi’l-Muazzam” diye de bilinen Şaban ayı, bir taraftan bereketli mevsim üç aylardan birisi Receb ayının geçtiğini haber verirken, diğer taraftan on bir ayın sultanı Ramazan ayının iyice yaklaştığını müjdeliyor. Sanki “Uyanın! Ramazan yaklaşıyor.” der gibi son uyarıyı dinleyenlere yapıyor. Bir hadiste Peygamber Efendimiz, “Şaban günahları temizleyendir.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl 8/217) buyurarak bu ayın günahlardan arındırıcılığını ifade buyurmuşlardır. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle bu ay müminler için en kârlı ve en kazançlı bir fırsat. Bu ayda yapılan her bir iyilik, ibadet, üç yüz kattan fazla sevapla mükâfatlandırılır. (Bkz.: Bediüzzaman, Şuâlar, s.495)
Peygamber Efendimiz’e Salât u Selâm
Hadis-i şerifte Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurmuştur. Burada Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem), Receb ayında kelime-i tevhide, Şaban ayında salât ve selâma, Ramazan ayında ise Kur’ân’ın çokça okunmasına işaret ettikleri anlaşılmaktadır. Şaban ayı Peygamber Efendimiz’in ayı olması hasebiyle, bu ayda Âlemlere Rahmet O Kutlu Nebi nazara verilir, ruhlara O’nun ehemmiyeti anlatılır. İnananlarda O’nun sevgisini kökleştirici programlar; tanımayanlara ise O’nun Rahmet Peygamberi olduğu anlatılabilir. Diğer taraftan müminler, O’nun sevgisini gönüllerinde köpürtmek için çokça salât ü selâm getirebilirler…
Oruç
Peygamber Efendimiz, senenin her bir ayında oruç tutmuştur, oruçsuz geçirdiği bir ay olmamıştır. Tabiînden Abdullah İbn Şakîk şöyle der: Hazreti Âişe Vâlidemiz’e (radıyallahu anhâ), “Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazandan başka malûm bir ay oruç tutar mıydı?”, diye sordum. Hazreti Âişe, “Vallahi O vefatına kadar Ramazandan başka malûm bir ay oruç tutmadı ama hiçbir ayı da ondan oruç payını almadan tamamen oruçsuz geçirmedi.” demiştir. (Müslim, sıyâm 172)
Yine Efendimiz’in orucu sorulduğunda Âişe Validemiz şöyle der: “Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) o kadar çok oruç tutardı ki biz artık, ‘Hep oruç tutacak hep oruç tutacak.’ derdik. Bazen de orucu öyle bırakırdı ki artık hiç tutmayacak hiç tutmayacak, derdik. Medine’ye geleli Ramazandan başka ben onun bütün bir ay oruç tuttuğunu görmedim.” demiştir.” (Müslim, sıyâm 174)
Oruç ve Kur’ân ayı olan Ramazan ayından hemen önce gelen Şaban ayı Ramazan’a hazırlık olmasından dolayı orucun diğer aylara nazaran daha çok tutulabileceği bir aydır. Zira Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diğer aylara nazaran en fazla bu ay oruç tutmuştur. Şaban ayındaki orucu ile ilgili Âişe Vâlidemiz, “Ben Resûlüllah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazandan başka hiçbir ayı tamamıyla oruçla geçirdiğini görmedim. Hiçbir ayda Şaban ayı kadar da çok oruç tuttuğunu görmedim.” demiştir. (Buhârî, savm 52; Müslim, sıyâm 175) başka bir seferinde ise Âişe Vâlidemiz, şöyle der: “Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmazdı. O (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyururdu: ‘Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.’” (Müslim, sıyâm 177)
Peygamber Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Ya Resûlallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç hangi aydadır?” diye sorulduğunda O (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Ramazan’a tâzim ve saygı için Şaban’da tutulan oruçtur.” cevabını vermiş. (Tirmizî, zekât 28) Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi vesellem) bu ayda çok oruç tutmasının hikmetini öğrenmek isteyen Hazreti Üsâme (radıyallâhu anh) O’na (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Yâ Resûlallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.” der. Bunun üzerine Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyururlar: “Receb ve Ramazan ayları arasında şu Şaban ayından insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin Âlemlerin Rabbine yükseltilmesini isterim.” (Nesâî, savm 70)
Beraat Gecesi
Şaban ayını değerli kılan diğer bir özellik de Beraat Gecesi’nin bu ayda bulunmasıdır. Beraat Gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, duaların geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır.
Beraat Gecesi hakkındaki bir hadiste Hazreti Ali (kerremallahu vechehu) şöyle der: “Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ‘Şaban ayının yarısı (Beraat Gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecellî eder ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!’” (İbn Mâce, ikâmetü’s-salât 191)
Hazreti Âişe Validemiz anlatıyor: “Resûlüllah (sallallâhu aleyhi vesellem) geceleyin kalktı ve namaza durdu, nihayet secdeye vardı. Secdesini o kadar öyle uzattı ki ben vefat ettiği sandım. Kalktım, yanına vardım. Parmağına dokunuverdim, canlı olduğunu görünce geri döndüm. O uesnada secdede bulunan Resûlüllah, şöyle dua ediyordu:
اَلّٰلهُمَّ أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَبِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ،
وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لَا أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ.
‘Allah’ım! Azabından affına sığınıyorum, gazabından rızana sığınıyorum, Senden yine Sana sığınıyorum. Seni, ben, Senin kendini övdüğün gibi asla övemem, Seni, sen ancak övebilirsin, Zât’ına lâyık övgüyü ancak sen yaparsın Allah’ım!..’
Resûlüllah başını secdeden kaldırdı, namazını tamamladı ve dedi ki: ‘Ey Âişe! Biliyor musun bu gece hangi gece?’, “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.’ dedim. ‘Bu gece’ dedi, ‘Şaban’ın yarısı yani on beşinci gecesidir. Allah bu gece kullarına ve kullarının fiil ve davranışlarına bakar, bağışlanmak isteyenleri bağışlar, merhamet dileyenlere merhamet eder. Kin, haset ve kötü amel sahiplerini tevbe etmezlerse rahmetsiz, mağfiretsiz olarak olduğu gibi bırakır.” (el-Beyhakî, Şuabü’l-îmân 3/382-383)
Diğer bir hadiste Âişe Validemiz Allah Resûlü’nün şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Allah Teâlâ -rahmetiyle- Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.” (Tirmizî, savm 39; İbn Mâce, ikāme 191)
Cenâb-ı Hak’tan niyazımızdır:
“Allah’ım! Bizlere Şaban ayını mübarek kıl ve Ramazan’a ulaştır!”