Yeni Kitap: Devletin Tahakkümünde Din
WISE Enstitüsü TC. Diyanet İşleri Bakanlığı'nın Hizmet Hareketi üzerine hazırladığı(!) raporu farklı yönleriyle ilmi olarak değerlendiren bir kitap hazırladı. Devletin Tahakkümünde Din (Diyanetin Hizmet Hareketi Raporu Üzerine Bir İnceleme) başlıklı kitabın takdimi...

TAKDİM ve TEŞEKKÜR
Takdim edilen bu çalışma, iktidar-din ilişkilerinin Türkiye’de hâlen yaşanmakta olan acı bir hikâyesidir. Seçimle iktidara gelen dindar yöneticiler, din işlerinden sorumlu devlet kurumu (TC. Diyanet İşleri Başkanlığı) vasıtasıyla, ülkenin en geniş tabanlı sosyal hareketini tekfire varacak kadar ağır ithamlarla suçlayabildi. Bunun için sadece medya gücü ile yetinmedi, Diyanet personelini ve camileri de etkin bir şekilde kullandı. Yani dini anlatmak, insanları irşat etmekle görevli kişiler, arkalarında namaz kılan insanların bir kısmını iktidarın programına bağlı olarak dinden çıkmış sapkınlar olarak cemaatlerine anlatmaya başladılar.
İktidarının birinci döneminde (2002-2011) haklar, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlere vurgu yapan Tayyip Erdoğan ve ekibi, liberaller dâhil toplumun değişik kesimlerinden destek almayı başarmıştı. Verdiği güven sayesinde toplumun farklı inanç ve düşüncelere sahip kesimlerine “Yetmez ama evet!”[1] sloganında ifadesini bulan ümit kapılarını aralamıştı.
2011 yılından itibaren Erdoğan hükümetinin tutumu değişmeye başladı. 2014’ten itibaren de özellikle Fethullah Gülen ve arkadaşlarına karşı iyice sertleşti. 2011 yılında verdikleri destekten dolayı Gülen ve arkadaşlarına meydan konuşmasında teşekkür eden Erdoğan. 2015’ten itibaren Gülen cemaatini terörist organizasyon olarak anmaya başladı.[2] 15 Temmuz 2016’da tuhaf bir askeri kalkışma yaşandı. Olayın ilk saatlerinde hükümet kalkışmanın faili olarak Fethullah Gülen taraftarlarını gösterdi. Gülen ise bu ithamı reddetti. Bu konuda “Uluslararası bir komisyon kurulsun. Eğer benim darbe meselesinde en ufak bir dahlim olduğunu tespit ederlerse, kendim gelip, yargılanmak üzere teslim olma sözü veriyorum.”[3] dedi. Böyle bir komisyon kurulmadı. TBMM’de darbeyi araştırmak üzere bir komisyon kurdular. Komisyonun raporunu da “Gülen cemaatinin işine yarar. Devlet uluslararası alanda zor durumda kalır. Tazminat ödemek zorunda kalır.”[4] gerekçesiyle yayınlamaktan kaçındılar. Hükümet darbenin failini Gülen ve arkadaşları olarak kabul etti. Zaten olayın üzerinden yirmi gün kadar geçmişti ki Din İşleri Yüksek Kurulu vasıtasıyla 3-4 Ağustos 2016 tarihinde olağanüstü bir din şurası yaptılar. Şura “15 Temmuz Darbe Girişimi ve Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi” başlıklı tek gündem maddesi ile toplanmıştı. Yayınlanan sonuç bildirisine göre Gülen ve grubunda “İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak prensipleri ile asla bağdaşmayacak pek çok yanlışın ve sapmanın olduğu görülmüştür.” denildi.
Söz konusu şuradan iki ay sonra 11-14 Ekim 2016 tarihleri arasında 33 ülkeden 120 kişi davet edilerek 9. Avrasya İslam Şurası yapıldı. Sonuç bildirgesinde doğrudan “terör örgütü” ifadesi kullanılarak “FETÖ’nün dinî bir cemaat olarak nitelenemeyeceği hususunda fikir birliğine varılmıştır. FETÖ, dinî bilgi kaynakları şaibeli olan, İslam ümmetinin vahdetini parçalayan, kul hakkı ve kamu hukukuna tecavüz eden, zekât ve sadaka gibi ibadetleri suistimal eden, diyalog adına kelime-i tevhidi parçalayan, din kisvesi altında kamufle olmuş bir güç, çıkar, istismar ve terör örgütüdür.” gibi hüküm cümlelerinin yer aldığı çok ağır bir açıklama yapıldı.
18-19 Ekim 2016 tarihinde ise konu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısına götürüldü. Bu toplantıda İslam ülkelerinin Gülen Hareketini terörist bir örgüt olarak ilan etmesi için çalışıldı fakat olmadı. Buna rağmen Anadolu Ajansı yani devletin resmi ajansı vasıtasıyla Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İslam ilkeleri Dışişleri Bakanlarının Gülen Cemaatini, dinin akide, ibadet ve ahlak alanlarında sapkınlıkları olan bir terörist grup olarak ilan ettiğini açıkladı.[5] Oysa OIC resmi sitesinde yayınlanan Taşkent Toplantısı Deklarasyonunda Çavuşoğlu’nun açıkladığı gibi bir karar yer almıyordu.[6]
26 Temmuz 2017 tarihinde ise T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Fethullah Gülen ve cemaati ile ilgili hazırladıkları Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı” raporunu açıkladı. Görmez’in açıklamalarına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın emri üzerine çalışma Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından yapılmıştı. Rapor cemaati akide, ibadet, ahlak gibi bütün alanlarda sapkınlıkları bulunan bir grup olarak ilan ediyordu. Ayrıca aslında bunun bir sapma değil, başlangıcından beri dini istismar etmek üzere planlanmış dış bağlantılı bir örgüt çalışması olduğunu ileri sürüyordu.
Nasıl olmuştu da 2011 yılında kendisine minnet duyulan bir cemaat 2017 yılında her türlü kötülüğün bir numaralı temsilcisi hâline gelmişti. Siyaset-din ilişkisi açısından tüm dünyanın gözleri önünde kötü bir örnek yaşanmaktaydı. Üstelik bu örneğin siyasi tarafı da menşei itibarıyla İslamcı siyaset geleneğine bağlıydı.
WISE Institute olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın raporunu incelemeye karar verdik. Dr. Ergün Çapan, Dr. Ali Ünsal, Hamdullah Öztürk, Dr. Mehmet Şeker, Yılmaz Yiğit ve Dr. Adem Akıncı’dan oluşan araştırma ekibimizdeki arkadaşların her biri raporun bir bölümünü üstlenerek inceledi. Dr. Ergün Çapan çalışmayı koordine etti. Enes Ergene ve Emine Eroğlu da çalışmanın son okumasını üstlenerek edisyon sürecine katkıda bulundular. Araştırmacı ve editör arkadaşlarımıza titiz çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyor, gerçeklere ulaşma yolunda daha birçok eser yayınlayabilmeyi Âlemlerin Rabbi’nden niyaz ediyorum.
Yılmaz Yiğit
Wisdom Islamic Studies&Education Institute Müdürü
[1] “Yetmez ama evet!” sloganı, liberal ve sol gruplar tarafından AKP iktidarına 12 Eylül 2010 yılında kısmi anayasa değişikliği için yapılan referandumda verilen desteği ifade eder.
[2] 18 Kasım 2015 tarihinde Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde “Silahlı Terör Örgütü Olma” iddiası ile açılan dava.
[3] Voice Of America, 17 Temmuz 2016, Son Görüntülenme Tarihi 30 Kasım 2023, Fethullah Gülen: ‘Suçlamalar İftira, Darbe İddialarını Uluslararası Komisyon Araştırsın’ (voaturkce.com)
[4] Cumhuriyet gazetesi, 7 Aralık 2021, Son Görüntülenme Tarihi 30 Kasım 2023, Darbe Komisyonuna dair çarpıcı iddia: “Yarın başınıza iş açar.” (cumhuriyet.com.tr)
[5] Çavuşoğlu’nun açıklaması için bkz: “İslam İşbirliği Teşkilatı FETÖ'yü terör örgütü ilan etti” (aa.com.tr)
[6] OIC 43. Dışişleri Bakanları Toplantısı Kararları için bkz: 43 CFM-TASHKENT DECLARATION-EN (oic-oci.org)
Sürreyya Yayınlarından çıkan kitabı satın almak için lütfen tıklayınız...
WISE Enstitüsünün hazırladığı -Kitabın içinden QR ile ulaşılabilecek- Diyanetin "Kendi Dilinden..." başlıklı raporunu değerlendiren bir youtube videosu linki...