Namazı Kesmek Gereken Durumlar





Author: Rasim HANER - min read. - Post Date: 09/13/2021
Clap

 91. DERS

Farz da olsa, bazı durumlarda namazı kesmek gerekir. Mesela zalimin musallat olması, kuyuya düşme, bir hayvanın saldırması gibi dertlere giriftar olan birinin yardım istemesi durumunda namaz kesilip yardıma koşulur. Bu kişi, ister namaz kılandan yardım istesin, isterse de başkasından fark etmez. Yeter ki, namaz kılan kişi onun derdini savmaya güç yetirebilecek durumda olsun. 

Anne-babanın, yardım istemeksizin sadece oğluna seslenmesinden dolayı namaz kesilmez. Çünkü zaruret olmadan namazın kesilmesi caiz değildir. İmam Tahavi, bu hükmün farzlar için geçerli olduğunu söylemiştir. Nafilelerde ise eğer anne baba, çocuklarının namazda olduğunu bildikleri halde onu çağırmışlarsa, çocuğun namaza devam edip onlara cevap vermemesinde bir mahzur yoktur. Eğer çocuklarının namazda olduğunu bilmiyorlarsa, namazı kesip onlara icabet eder. 

Bir dirhemlik ücreti olan bir mal çalınıyorsa, o esnada farz da olsa namazı kesmek caizdir. Çünkü bu değerdeki bir şey, mal hükmündedir. Ayrıca Efendimiz’in şu beyanı da bu konuda bir delildir: “Malından dolayı (malın için) mücadele et (çarpış)”. En sahih görüşe göre bir dirhemin altındaki şeyler için de bu hüküm geçerlidir. Zira bir danik (dirhemin altıda biri) çalan kişinin hapsedilmesi gerektiğine hükmedilmiştir. (Böyle bir ceza, çalınan şeyin değerli olduğunu gösterir. Öyleyse bu değerli bir şey için namazı yarıda kesmek de caizdir.)

 

Aynı şekilde, tenceredeki yemeğin kaynaması, çocuk hakkında endişe edilmesi, inanmayan birinin müslüman olup İslam hakkında malumat istemesi gibi hallerde de namazı yarıda kesmek caizdir. 

Çalınan şeyin, namaz kılana ait olmasa da namaz kılanın namazını kesip o malı kurtarması caizdir. Çünkü böyle yapmakla bir zulme mani olmuş, bir kötülüğü gidermiş olur. 

 

Ağır basan kanaatine (zann-ı galibe) göre kurdun koyunu yemesinden, körün ya da bir başkasının kuyu, çukur veya düz satıha düşmesinden endişe eden kişinin, farz da olsa namazını kesmesi gerekir. 

 

Doğum yaptıran ebe, –ki çocuğu, annesinin karnından çıkınca alan kadındır- zann-ı galibine göre çocuğun öleceğini ya da bir organının telef olacağını veya annesine bir zarar geleceğini düşünürse, onun namazını vaktinden sonraya bırakması, namazın içindeyse namazını yarıda kesmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa bile, namazını  tehir edip çocukla ilgilenmesinde mahzur yoktur. Çünkü doğacak olan çocukla ilgilenmek, namazın tehiri için bir özür teşkil eder. Nitekim Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), Hendek savaşı esnasında namazlarını tehir etmek zorunda kalmıştı. 

 

Yolcu da hırsızlardan, yol kesicilerden, yırtıcı hayvanlardan, selden vs. korktuğu takdirde, vakit namazlarını tehir edebilir. Allah yolunda savaşanların durumu da, binek üzerinde îmâ ile namaz kılmaya kâdir olamadıkları takdirde böyledir. Çünkü burada özür söz konusudur. 

 

Kazaya kalmış namazların hemen kaza edilmesi gerekse de, özür durumunda kazanın tehiri caizdir. Bu özür, ailenin geçimini temin etme gibi durumlardır. 

 

 

 

الدرس الحادي والتسعون

 

ما يوجب قطع الصلاة وما يجيزه 

 

يجب قطع الصلاة باستغاثة ملهوف بالمصلي لا بنداء أحد أبويه، ويجوز قطعها بسرقة ما يساوي درهما ولو لغيره، وخوف ذئب على غنم، أو خوف تردي أعمى في بئر ونحوه. واذا خافت القابلة موت الولد وإلا فلا بأس بتأخيرها الصلاة وتقبل على الولد. وكذا المسافر اذا خاف من اللصوص أو قطاع الطريق جاز له تأخير الوقتية. 

 

"يجب قطع الصلاة" ولو فرضا "باستغاثة" شخص "ملهوف" لمهم أصابه كما لو تعلق به ظالم أو وقع في ماء أو صال عليه حيوان فاستغاث "بالمصلي" أو بغيره وقدر على الدفع عنه. و "لا" يجب قطع الصلاة "بنداء أحد أبويه" من غير استغاثة، لأن قطع الصلاة لا يجوز إلا لضرورة. وقال الطحاوي هذا في الفرض، وإن كان في نافلة إن علم أحدُ أبويه أنه في الصلاة وناداه لا بأس بأن لا يجيبه، وإن لم يعلم يجيبه. 

 

"يجوز قطعها" ولو كانت فرضا "بسرقة" تخشى على "ما يساوي درهما" لأنه مال، وقال عليه الصلاة السلام: "قاتل دون مالك." وكذا فيما دونه في الأصح لأنه يحبس في دانق (سدس الدرهم). وكذا لو فارت قدرها أو خافت على ولدها أو طلب منه كافر عرض الإسلام عليه. "ولو" كان المسروق "لغيره" أي غير المصلي لدفع الظلم والنهي عن المنكر. 

 

"و" يجوز قطعها لخشية "خوف" من "ذئب" ونحوه "على غنم" ونحوها، "أو خوف تردي" أي سقوط "أعمى" أو غيره ممن لا علم عنده "في بئر ونحوه" كحفرة وسطح وإذا غلب على الظن سقوطه وجب قطع الصلاة ولو فرضا. "و" هو كما "إذا خافت القابلة" وهي التي يقال لها داية تتلقى الولد حال خروجه من بطن أمه إن غلب على ظنها "موت الولد" أو تلِف عضو منه أو أمه بتركها وجب عليها تأخير الصلاة عن وقتها وقطعها لو كانت فيها. "وإلا فلا بأس بتأخيرها الصلاة وتقبل على الولد" للعذر، كما أخر النبي صلى الله عليه وسلم الصلاة عن وقتها يوم الخندق. 

 

"وكذا المسافر إذا خاف من اللصوص أو قطاع الطريق" أو من سبع أو سيل "جاز له تأخير الوقتية" كالمقاتلين إذا لم يقدروا على الإيماء ركبانا للعذر. وكذا يجوز تأخير قضاء الفوائت للعذر كالسعي على العيال وإن وجب قضاؤها على الفور. 

Author: Rasim HANER - min read. - Post Date: 09/13/2021