Namazın Mekruhları -1
NAMAZIN MEKRUHLARI – 1
Mekruh (hoşlanılmayan), mahbubun (sevilen) tersidir. Bu hoşlanılmayan şey, zannî bir delille yasaklanmışsa, yasaklık derecesini hafifletici başka bir şey (sârif) olmadıkça harama yakın mekruh olur. Yasaklayıcı delil bulunmayıp, terk edilmesi kesin olmayan tarzda tavsiye edilen şey de helale yakın mekruh olur. Diğer bir deyişle, tenzihî mekruh helale, tahrimî mekruh ise harama yakındır.
Namazda vacip terk edilerek mekruh işlenmişse, -her ne kadar namaz sahih olsa da- o namazın iade edilmesi vaciptir. Vacibin dışında bir şey terk edilerek mekruh işlenmişse, namazın iadesi müsehaptır. Tecnis’te şöyle denilmiştir: Kerahetle beraber eda edilen namazın iade edilmesi mekruh değildir.
Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) “Namazdan sonra aynı namaz bir daha kılınmaz.” şeklindeki hadisine gelince bu, vesvese sebebiyle namazın iadesini yasaklamaktadır. Yoksa, mutlak manada iadeyi kastetmemektedir. Sadru’l-İslam el-Pezdevî, el-Câmiu’s-sağîr’de bunu dile getirmiştir.
Yetmiş yedi şey, namaz kılan için mekruhtur derken bu yaklaşık bir ifadedir yoksa sınırlandırıcı bir sayı değildir.
Vacibi ya da sünneti terk etmek: Müellif mekruhları saymaya bu şekilde başladı. Çünkü bu ifade, cüziyata tatbik edilebilecek bir küllî prensiptir. Rükünleri eda ederken uzuvların yerli yerince oturmasını terk etmek, imamdan önce hareket etmek gibi. Zira Buhari ve Müslim’de geçen hadiste Allah Resulü tehdid edalı şu uyarıda bulunur: “İmamdan önce başını kaldıran, Allah’ın onun başını eşek başı gibi ya da suretini eşek sureti gibi yapmasından korkmaz mı?” Aynı şekilde ellerin tekbir alırken kulaklardan yukarıya ya da omuzlardan aşağıya kadar kaldırılması, erkeklerin secde halindeyken ayaklarını örtmesi gibi.
Elbisesi ya da bedeniyle gereksiz yere meşgul olması: Çünkü bu, namazın ruhu olan huşuya terstir, dolayısıyla mekruh olur. Zira Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Namazlarında huşû içinde bulunanlar kurtulmuşlardır.” (Müminûn Suresi, 1,2).
Allah Resulü de şöyle buyurmuştur: “Allah Tealâ namazda boş şeylerle ilgilenmenizi, oruç tutarken müstehcen söz söylemeyi, kabirlerin yanında gülmeyi hoş görmemiştir.”
Efendimiz bir defasında namazda sakalıyla meşgul olan birini görmüş ve şöyle demiştir: “Eğer kalbinde huşu olsaydı, bu, organlarına yansırdı.”
Abes, faydasız ve hikmetsiz iş/hareket demektir. Burada abesten maksat, namaza ait olmayan ve namaza ters olan bir harekette bulunmaktır.
Secde yapmak için bir defanın dışında, namazda taşları temizlemek: Cabir (r.a), şu rivayette bulunmuştur: “Allah Resulüne namazda taşları temizlemeyi sordum, şöyle buyurdu: Bu ancak bir defa olur. Daha fazla yapmaman, göz bebekleri siyah olan yüz deveden daha hayırlıdır.”
Parmakları çıtlatmak: Bir defa da olsa bu mekruhtur. Bu, ses çıkacak şekilde parmakları eğip bükmek ya da uzunlamasına hareket ettirmek suretiyle olur. Zira Allah Resulü şöyle buyurmuştur: “Namazdayken parmaklarını çıtlatma.”
Parmakları birbirine geçirmek: Bu mesele Hazreti Ömer’in şu sözüne dayanır: Namazda parmakları birbirine geçirmek, kendilerine gazap edilenlere (yahudilere) benzemektir.
Tahassur: Çünkü bu namazda yasaklanmıştır. Tahassur, elleri kalça ile kaburga kemiklerinin arasına koymaktır. Kelimenin en doğru yorumu budur. Bunun mekruh olmasının sebebi elleri bağlama sünnetinin terk edilmesi ve ayrıca cebbar zalimlere benzemedir.
Boyun kısmıyla sağa sola dönmek: Dolayısıyla göğüs kısmıyla dönmek böyle değildir. O, namazı bozar. Bu kerahetin sebebi Buhari’de geçen, Aişe validemizin şu rivayetidir: Allah Resulü’ne namazda insanın sağa sola dönmesini sordum. Şöyle buyurdu: “Bu, şeytanın namazdan çalmasıdır.”
Bu meseleye bağlı olarak namazda zaruretin dışında tükürmek de mekruhtur. Tükürmesi gerektiğinde ya elbisesine alır ya da mescidin dışında namaz kılıyorsa sol ayağının altına alır. Zira Allah Resulü Buhari’de geçen rivayette bu konuda şöyle buyurmuştur: “Namaza duran kişi tükürmesi gerekirse önüne tükürmesin. Zira o, namaz mekanında bulunduğu müddetçe Allah’a yalvarıyor, O’nunla fısıldaşıyor demektir. Sağına da tükürmesin. Çünkü sağında iki melek vardır. Öyleyse sadece sol tarafına ya da ayağının altına tükürsün.”
الدرس الرابع والثمانون
مكروهات الصلاة -1
المكروه ضد المحبوب. وما كان النهي فيه ظنيا كراهته تحريمية إلا لصارف. وإن لم يكن الدليل نهيا بل كان مفيدا للترك من غير جازم فهي تنزيهية. والمكروه تنزيها إلى الحل أقرب، والمكروه تحريما إلى الحرمة أقرب. وتعاد الصلاة مع كونها صحيحة لترك واجب وجوبا، وتعاد استحبابا بترك غيره. قال في التجنيس: كل صلاة أديت مع الكراهة فإنها تعاد لا على وجه الكراهة. وقوله عليه السلام: "لا يصلي بعد صلاة مثلها" تأويله النهي عن الإعادة بسبب الوسوسة، فلا يتناول الإعادة، ذكره صدر الإسلام البزدوي في الجامع الصغير.
يكره للمصلي سبعة وسبعون شيئا: ترك واجب أو سنة عمدا كعبثه بثوبه وبدنه وقلب الحصا إلا للسجود مرة، وفرقعة الأصابع، وتشبيكها، والتخصر، والالفتات بعنقه.
"يكره للمصلي سبعة وسبعون شيئا" تقريبا لا تحديدا. "ترك واجب أو سنة عمدا" صدر بهذا لأنه لما بعده كالأمر الكلي المنطبق على الجزئيات، كترك الاطمئنان في الأركان وكمسابقة الإمام لما فيها من الوعيد على ما في الصحيحين: "أما يخشى أحدكم إذا رفع رأسه قبل الإمام أن يجعل الله رأسه رأس حمار أو يجعل الله صورته صورة حمار". وكمجاوزة اليدين الأذنين وجعلهما تحت المنكبين وستر القدمين في السجود عمدا للرجال.
"كعبثه بثوبه وبدنه" لأنه ينافي الخشوع الذي هو روح الصلاة فكان مكروها لقوله تعالى: {قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ هُمْ فِي صَلاتِهِمْ خَاشِعُونَ} (المؤمنون:1، 2). وقوله صلى الله عليه وسلم: "إن الله تعالى كره لكم العبث في الصلاة والرفث في الصيام والضحك عند المقابر". ورأى عليه الصلاة والسلام رجلا يعبث بلحيته في الصلاة فقال: "لو خشع قلبه لخشعت جوارحه". والعبث عمل لا فائدة فيه ولا حكمة تقتضيه. والمراد بالعبث هنا فعل ما ليس من أفعال الصلاة لأنه ينافيها.
"وقلب الحصى إلا للسجود مرة"، قال جابر بن عبد الله سألت النبي صلى الله عليه وسلم عن مسح الحصى فقال: "واحدة ولَأَنْ تُمْسِك عنها خير لك من مائة ناقة سُودِ الحدَقة". "وفرقعة الأصابع" ولو مرة وهو غمزها أو مدها حتى تصُوت، لقوله صلى الله عليه وسلم: "لا تفرقع أصابعك وأنت في الصلاة". "وتشبيكها" لقول عمر فيه: تلك صلاة المغضوب عليهم. "والتخصر"، لأنه نهي عنه في الصلاة، وهو أن يضع يده على خاصرته وهو أشهر وأصح تأويلاتها، لما فيه من ترك سنة أخذ اليدين والتشبه بالجبابرة.
"والالتفات بعنقه" لا بعينه لقول عائشة رضي الله عنها سألت رسول الله صلى الله عليه وسلم عن التفات الرجل في الصلاة فقال: "هو اختلاس الشيطان من صلاة العبد" رواه البخاري. ويكره أن يرمي بزاقه إلا أن يضطر فيأخذه في ثوبه أو يلقيه تحت رجله اليسرى إذا صلى خارج المسجد، لما في البخاري أنه عليه الصلاة والسلام قال: "إذا قام أحدكم إلى الصلاة فلا يبصق أمامه فإنما يناجي الله تعالى ما دام في مصلاه. ولا عن يمينه فإن عن يمينه ملكين. وليبصق عن يساره أو تحت قدمه".