Namazların cem edilmesi
Yolculuk ve yağmur gibi sebeplerden dolayı, bir vakitte iki farzın beraber peşpeşe kılınması (cem), Hanefilere göre caiz değildir. Çünkü vakti girmeden namaz kılmak caiz olmadığı gibi, bir namazı diğer namaz vakti girinceye kadar geciktirmek de helal değildir. Namazların cem edildiğine dair rivayetler şu şekilde yorumlanır: Birinci farz namaz, ikinci namazın vaktinden az önceye kadar ertelenmiş, o kılınırken ikinci namazın vakti girmiştir, ardından hemen ikinci namaz kılınmıştır. Ancak Hanefilere göre hacılar Arafat’ta öğle ile ikindiyi cem edebilirler. Bunu hacılardan başkası yapamaz. Ancak Arafat ve Müzdelife’de caiz olan namazların cemi, Arafat ve Müzdelife gibi mekan şartlarının dışında üç şarta daha bağlıdır. Bunlardan birincisi, hacının arefe günü öğle ve ikindi namazlarını, devlet reisi ya da onun tayin ettiği bir kişinin imamlığında kılmasıdır. İkinci şart, hac için ihrama girilmiş olması ve öğle ve ikindi namazlarının bu ihram ile cem edilmesidir. Umre için ihrama girilmesi, namazların cemi için yeterli değildir. Hac için arefe günü zevalden sonra ihrama girilmiş olsa bile bununla cem yapılabilir. Üçüncü şart ise, öğle ile ikindi cem edildiğinde, öğle namazının geçerli olmuş olmasıdır. Eğer öğle namazı bozulmuşsa, vakit çıkmadan iade edilir. Bu durumda ikindi namazı da geçersiz olacağından, onu da kendi vaktinde eda etmek gerekecektir. Toplam bu dört şart, İmam Azam’a göredir. İmameyn’e göre ise cemaat ve imam şartı yoktur, hacı kendi başına da olsa cem yapabilir. el-Burhan adlı eserin müellifi, İmameyn’in görüşünün daha kuvvetli olduğunu ifade etmiştir. Hac yapan kişi, âdet olduğu üzere, Arafat dağının batısına düşen ve küçük bir tepe olan Nemire’deki mescitte, öğle namazı vakti girince, öğle ile ikindiyi cem-i takdim ile (ikindiyi öğle namazı vaktine alarak) cem eder. Bunu tek ezan ve iki kametle yapar. İkinci kamet, öğle vaktinde ikindinin cem edilerek kılındığını tembih etmek içindir. Ayrıca, iki farzın arası herhangi bir nafileyle ve öğle namazının sünnetiyle bölünmez. Hacdaki kişi, akşamla yatsıyı Müzdelife’de cem-i te’hîr ile (akşamı yatsı vakti girdikten sonra yatsıyla beraber) kılar. Bunu tek ezan ve tek kamet ile yapar. Tek kamet olmasının sebebi, iki namazın vakti de girmiş olduğundan dolayı (ikindide olduğu gibi) yatsıya ayrı bir dikkat çekmeye ihtiyaç bulunmamasıdır. Ayrıca burada mekan ve ihramın dışında bir şart yoktur. Sabah namazında isfar yapmak müstehaptır. İsfar, sabah namazını, vaktin girişinden biraz sonraya bırakarak, az aydınlık olunca kılmaktır. Bunun ölçüsü, namazdan sonra, sabah namazının bozulduğu anlaşıldığında, yeniden onu Allah Resulü’nün okuduğu surelerle okuyup, güneş doğmadan yetiştirecek kadar bir zamanın kalmasıdır. İsfarın dayandığı delil Allah Resulü’nün şu beyanlarıdır: “Sabah namazını isfarda kılın, bunun sevabı daha büyüktür.” “Sabah namazını aydınlıkta kılın ki, sizin için bereketli olsun.” Çünkü isfar yapınca cemaat çoğalır. Vakit girer girmez kılınırsa (tağlis yapılırsa) cemaat az gelir. Cemaatin çoğalmasına sebebiyet veren şey ise daha faziletlidir. İsfarda ayrıca Allah Resulü’nün şu beyanındaki sevaba erişmek de kolaylaşır: Kim sabah namazını cemaatle kılar sonra güneş doğuncaya (kerahet vakti çıkıncaya) kadar Allah’ı zikreder, ardından iki rekat namaz kılarsa, ona tam bir hac ve umre sevabı vardır.
الدرس التاسع والأربعون
الجمع بين الصلوات
"ولا يجمع بين فرضين في وقت" إذ لا تصح التي قدمت عن وقتها، ولا يحل تأخير الوقتية إلى دخول وقت آخر. "بعذر" كسفر ومطر. وحُمل المروي في الجمع من تأخير الأولى إلى قبيل آخر وقتها، وعند فراغه دخل وقت الثانية فصلاها فيه. "إلا في عرفة للحاج" لا لغيرهم، "بشرط": أن يصلي الحاج مع "الإمام الأعظم" أي السلطان أو نائبه كلا من الظهر والعصر.
"و" بشرط "الإحرام" بحج لا عمرة، حال صلاة كل من الظهر والعصر ولو أحرم بعد الزوال في الصحيح. وصحة الظهر فلو تبين فساده أعاد، ويعيد العصر إذا دخل وقته المعتاد. فهذه أربعة شروط لصحة الجمع عند الإمام، وعندهما يجمع الحاج ولو منفردا، قال في البرهان وهو الأظهر. "فيجمع" الحاج "بين الظهر والعصر جمع تقديم" في ابتداء وقت الظهر بمسجد نمرة، كما هو العادة فيه، بأذان واحد وإقامتين ليتنبه للجمع، ولا يفصل بينهما بنافلة ولا سنة الظهر.
"ويجمع" الحاج "بين المغرب والعشاء" جمع تأخير فيصليهما "بمزدلفة"، بأذان واحد وإقامة واحدة لعدم الحاجة للتنبيه بدخول الوقتين. ولا يشترط هنا سوى المكان والإحرام.
"ويستحب الإسفار" وهو التأخير للإضاءة "بالفجر"، بحيث لو ظهر فسادها أعادها بقراءة مسنونة قبل طلوع الشمس، لقوله صلى الله عليه وسلم: "أَسْفروا بالفجر فإنه أعظم للأجر". وقال عليه السلام: "نَوِّروا بالفجر يبارَك لكم". ولأن في الإسفار تكثير الجماعة وفي التغليس تقليلها، وما يؤدي إلى التكثير أفضل، وليسهل تحصيل ما ورد عن أنس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "من صلى الفجر في جماعة ثم قعد يذكر الله تعالى حتى تطلع الشمس ثم صلى ركعتين كانت له كأجر حجة تامة وعمرة تامة". حديث حسن.