Abdest'e Dair Tamamlayıcı Bilgiler
Deriyi göstermeyecek şekilde sık olan sakalın dışını yıkamak farzdır. En sahih fetvaya göre bu böyledir. Çünkü bu durumda sakalın dışı, yüzün derisi hükmüne geçer. Dolayısıyla yüzün derisiyle alakalı hüküm de sakala geçmiş olur. Bazı ulema, daha önce sakalın üçte birinin, dörtte birinin yıkanması ya da meshedilmesi, yahut da hepsinin meshedilmesi yönündeki görüşlerinden dönmüş ve bu görüşe katılmışlardır. Hafif sakalı olan kimsenin, abdest alırken suyu yüzün derisine ulaştırması gerekir. Bu konuda tercih edilen görüş budur. çünkü yüzü görmesi ve ona suyu ulaştırması kolaydır. Kılların bittiği yere tam olarak suyu ulaştıramayacağından dolayı yüzün derisini yıkamasının gerekmeyeceğini söyleyenler de olmuştur. Yüzün alanından aşağı sarkan saçlara suyu ulaştırmak gerekmez. Çünkü bu kısım ne asaleten ne de bedel olarak yüzden sayılmaz. Eğer parmaklar suyun kendi akışıyla ulaşamayacağı şekilde bitişik olup arada boşluk varsa, tırnaklar parmakların ucunu örtecek şekilde uzunsa ve suyun alta ulaşmasına mani oluyorsa, yıkanması gereken yerde suyun deriye ulaşmasına engel olan hamur, mum, göz çapağı gibi bir şey varsa, bu manileri izale ettikten sonra o kısımları yıkamak farzdır. İster şehirli ister köylü olsun, bir kimsenin tırnaklarının altındaki kir, abdeste mani değildir. En doğru görüş budur. Dolayısıyla bunlar varken alınan abdest ve gusül caizdir. Pire ve sinek gibi hayvanlarının pislikleri, suyun bedene ulaşmasına mani değildir. Çünkü hem bunların miktarı çok çok azdır hem de suyun alta nüfuzu söz konusudur. Ayrıca bunlar yapışkan maddeler değildir. Bir boyacının elindeki boya bulaşıkları da abdeste mani değildir. Çünkü bunda zaruret vardır. fetva buna göre verilmiştir. İki rivayetten tercih edilenine göre, parmaktaki dar yüzüğü abdest sırasında oynatmak gerekir. Çünkü zahiren yüzük, suyun bedene ulaşmasına manidir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken yüzüğünü hareket ettirmiştir. aynı şekilde kulaktaki küpeyi de hareket ettirmek gerekir. Çünkü onun yer dardır. Bu konuda itibar, küpe deliğine suyun ulaştığına dair kişide oluşan kanaattir. Bunun ötesinde o deliğe çöp sokma gibi bir tekellüfe girilmemelidir. Çünkü bu zorluk oluşturur. Eğer yarıklarından dolayı ayakları abdest alırken yıkamak zarar verecekse, suyu yarıkların üzerine konulan ilaçların, merhemlerin üzerinden geçirmek yeterli ve caiz olur. Çünkü bunda zaruret vardır. Abdest ve gusül aldıktan sonra saç ya da sakal kıllarını traş eden kişi, bu kısımları tekrar yıkaması ya da mesh etmesi gerekmez. Çünkü traş olmakla bir hades (abdestsizlik) ortaya çıkmaz. Abdest ya da gusül aldıktan sonra tırnak ya da bıyık kesildiğinde de aynı hüküm geçerlidir. Bununla beraber söz konusu kesimlerden sonra o kısımları yıkamak müstehap görülmüştür.
الدرس الحادي والثلاثون
تمام أحكام الوضوء
يجب غسل ظاهر اللحية الكثة في أصح ما يفتى به. ويجب إيصال الماء الى بشرة اللحية الخفيفة. ولا يجب إيصال الماء الى المسترسل من الشعر عن دائرة الوجه، ولو انضمت الأصابع أو طال الظفر فغطى الأنملة أو كان فيه ما يمنع الماء كعجين وجب غسل ما تحته. ولا يمنع الدرَن وخُرْء البراغيث ونحوها. ويجب تحريك الخاتم الضيق. ولو ضره غسل شقوق رجليه جاز إمرار الماء على الدواء الذي وضعه فيها. ولا يعاد المسح ولا الغَسل على موضع الشعر بعد حلقه، ولا الغسل بقص ظفره وشاربه.
"يجب" يعني يفترض "غسل ظاهر اللحية الكَثة" وهي التي لا ترى بشرتها، "في أصح ما يفتى به" لقيامها مقام البشرة بتحول الفرض إليها. ورجعوا عما قيل من الاكتفاء بثلثها أو ربعها أو مسح كلها ونحوه. "ويجب" يعني يفترض "إيصال الماء إلى بشرة اللحية الخفيفة" في المختار، لبقاء المواجهة بها، وعدمِ عسر غسلها. وقيل يسقط لانعدام كمال المواجهة بالنبات.
"ولا يجب إيصال الماء إلى المسترسل من الشعر عن دائرة الوجه" لأنه ليس منه أصالة ولا بدلا عنه. "ولو انضمت الأصابع" بحيث لا يصل الماء بنفسه إلى ما بينها "أو طال الظفر فغطى الأُنملة" ومنع وصول الماء إلى ما تحته. "أو كان فيه" يعني المحل المفروض غسلُه "ما" أي شيء "يمنع الماء" أن يصل إلى الجسد "كعجين" وشمع ورَمَص بخارج العين بتغميضها "وجب" أي افترض "غسل ما تحته" بعد إزالته المانع.
"ولا يمنع الدرن" أي وسخ الأظفار سواء القروي والمصري في الأصح. فيصح الغسل مع وجوده. "و" لا يمنع "خرء البراغيث ونحوها" كوَنِيم الذباب وصولَ الماء إلى البدن، لنفوذه فيه، لقلته، وعدم لُزوجته، ولا ما على ظفر الصباغ من صبغ للضرورة وعليه الفتوى. "ويجب" أي يلزم "تحريك الخاتم الضيق" في المختار من الروايتين، لأنه يمنع الوصول ظاهرا. وكان صلى الله عليه وسلم إذا توضأ حرك خاتمه. وكذا يجب تحريك القرط في الأذن لضيق محله، والمعتبر غلبة الظن لإيصال الماء ثقبه، فلا يتكلف لإدخال عود في ثقب للحرج.
"ولو ضره غسل شقوق رجليه جاز" أي صح "إمرار الماء على الدواء الذي وضعه فيها" أي الشقوق للضرورة. "ولا يعاد الغسل" ولو من جنابة "ولا المسح" في الوضوء "على موضع الشعر بعد حلقه" لعدم طروءِ حدثٍ به "و" كذا "لا" يعاد "الغَسل بقَصّ ظُفره وشاربه" لعدم طروء حدث وإن اُستُحب الغس