“15 TEMMUZ HUTBESİ” ve DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NA ÇAĞRI!





Author: Wise Institute - min read. - Post Date: 07/15/2019
Clap

 

PDF|

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, camilere tamim ettiği 12.07.2019 tarihli “15 Temmuz’u anmak, ihaneti anlamak” başlıklı hutbe incelendiğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi programına bağlı olarak, Hizmet Hareketi mensuplarının din dışı bir terör grubu olmakla suçlandığı görülmektedir. 

DİB’nın 2013 yılından itibaren camilere gönderdiği hutbelerde, aynı gruba karşı, altı senedir sistemli bir şekilde şartlandırma yapıldığı görülmektedir. ( 2013-2019 yılları arasındaki hutbelerle yapılan sistematik şartlandırma çalışması bilahare yayınlanacaktır.) 

Siyasete angaje olmanın dine verdiği/vereceği zararlardan sakınma konusunda Diyanet İşleri Başkanlığını yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Hutbenin sebep olduğu infialin sosyal medyadaki yansımaları bile bu konuda yeterince fikir vermektedir.

Hutbede önemsendiği ifade edilen “Anadolu İrfanı” iddiasının tam tersine, tekfir ve tadlilciliğin kaba ve dar anlayışına yaklaşmak, insanları dinden ve dindarlardan soğutmaktadır. Diyanet 1-4 Haziran 2014 yılında açıkladığı “Türkiye’de Dini Hayat” araştırmasının bir benzerini tekrar yaparsa -ki yapmalıdır- 15 Temmuz’a giden süreç ve sonrasında dini hayatta ciddi derecede gerileme olduğunu sebepleriyle tespit edecektir.

Bizler, Hizmet Hareketinin faaliyetlerini takdir eden, İslam’ı anlayış ve yaşayışlarındaki istikamete inanan kurumlar olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı asli vazifesine, yani siyasetin değil, diyanetin gereğini yapmaya davet ediyoruz. Bu cümleden olarak; 

  1. Minberlerden Hizmet Hareketini sapkınlık ve teröristlikle suçlayarak toplumda hedef haline getirmek, Emevilerin, Cuma hutbelerinde Ehl-i Beyt’e hakaret ettirme adetini hatırlatmaktadır. Diyanet teşkilatı tarihten ibret almalı, örneği ve kötü neticeleri bilinen uygulamaların aleti olmamalıdır.
  2. Hutbeler halkın dini soru ve sorunlarına cevap verecek şekilde hazırlanmalı, siyasi konulara girmekten sakınılmalıdır. Zira camiler iktidar partisinin propaganda ofisleri değil, farklı siyasi görüşten insanların ibadet maksadıyla toplandığı mabetlerdir. 
  3. İslam Dünyasında ahlakî kriz, yolsuzluk, zulüm ve inanç konusunda sarsıntılar hızla artarken Diyanet İşleri Başkanlığının toplumu kendi içinde karşı karşıya getirecek hutbeler verdirmesi dini kaynaklarla, akıl ve sağ duyu ile bağdaştırılabilir bir şey değildir. 
  4. Diyanet İşleri Başkanlığı, neyin terör, kimlerin terörist olduğu gibi konuları araştırmacılara, güvenlik ve adli kurumlara bırakarak gençlerimizin inanç problemlerine cevaplar vermeli, modern dünyanın İslam’a yönelttiği eleştirileri çürütecek çalışmalar yapmalıdır. 
  5. Modern dünyada insanların neredeyse yarısının Müslümanlığı terörizmle eş anlamlı gördüğünü DİB’na hatırlatarak soruyoruz: 
    1. Siz bu algıyı düzeltmek için hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
    2. Avrupa ve Amerika gibi ülkelerinin yanında Afrika Asya ve Güney Amerika’da 170 ülkenin insanı ile diyaloglar geliştiren, İslam’ın gülen yüzünü temsil eden, müspet hareket prensibiyle çatışmaların değil, çözümün parçası olan, şiddetten uzak, terörü ve terörizmi her zaman ve zeminde kesin bir dille lanetleyenleri terörist olarak göstermeye çalışanlara dini destek sağlarken nasıl bir vebalin altına girdiğinizin farkında mısınız?
  6. Bizler yurt dışında yaşayan Türkiye orijinli Müslümanlar olarak, Türkiye’deki siyasi kavgayı camiler üzerinden yurt dışına yaymanızdan ve Müslümanlar arasında çıkardığınız tefrikadan dolayı her iki cihanda da sizden davacı olduğumuzu bildiriyor, diyanet teşkilatının mensuplarını dinin özündeki rahmete ve onun birleştirici diline dönmeye çağırıyoruz. 
  7. Siyasi projelerin paydaşı olarak yürüttüğünüz ve yürüteceğiniz faaliyetlerin takipçisi olacağımızı ve bu konuda gereken çalışmaları yapacağımızı Müslüman kamuoyuna arz ediyoruz. 

 

pastedGraphic.png

pastedGraphic_1.pngpastedGraphic_2.png

pastedGraphic_3.pngpastedGraphic_4.png

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Author: Wise Institute - min read. - Post Date: 07/15/2019