Orucu Bozmayan Şeyler
24 şey orucu bozmaz. Bu sayı sınırlandırmak için değil, aşağı yukarı bir sayı verebilmek içindir. Oruçlu kişi, unutarak yer, içer veya cinsî münesebette (cima) bulunursa orucu bozulmaz. Allah Resulü’nün şu beyanı bu üçünü de ifade etmektedir: “Oruçlu, unutarak yerse o Allah’ın rızkıdır, Allah onu rızkına sevk etmiştir.” Oruç bozulmadığı için kaza da gerekmeyecektir. Cima, hadisteki yiyen içen manasına dahildir. Oruçlu eğer bunları yaparken oruç olduğunu hatırlarsa kendini bunlardan çeker. Eğer çekmez de biraz daha devam ederse orucu bozulur. Cima halinde oruçlu olduğunu hatırladığında da aynı durum söz konusudur ve keffaret gerekir. Cima halindeki biri imsak vaktinin girmesinden endişe ederek çekilse ve imsaktan sonra meni gelse, kendisine bir şey gerekmez. Çünkü meninin gelmesi hem sureten hem de mana olarak cima manasına gelmez. Eğer orucunu unutarak yiyen kimsenin, genç biri gibi gücü yerindeyse ve orucunu akşama kadar herhangi bir meşakkate girmeden tamamlayacak durumdaysa, yediğini gören kimse ona oruç olduğunu hatırlatmalıdır. Hatırlatmaması mekruhtur. Tercih edilen görüş budur. Kemal b. Hümam’ın Fethü’l-kadîr adlı eserinde de böyle geçer. Şöyle de denilmiştir: Ramazan’da birini yerken gören kimse ona oruçlu olduğunu haber vermez. Çünkü unutarak yemesi onun orucunu bozmaz. Eğer orucunu unutarak yiyen kişinin gücü yerinde görünmüyorsa (hasta, düşkün ya da yaşlıysa) ona oruçlu olduğu hatırlatılmaması daha güzeldir. Çünkü hatırlatıldığında Allah’ın ona olan rızkı ve lütfu kesilmiş olur. Böyle birinin yaşlı ya da genç olması fark etmez. Karşı cinse bakmaktan ya da onu düşünmekten dolayı, meni gelmesi de orucu bozmaz. Hatta meni gelinceye kadar bakmayı sürdürse de bu böyledir. Çünkü bakmak ve düşünmek, şeklen cima değildir ve manen de cima manasına gelmez. Çünkü cimanın şekli, bizatihi temas/mübaşeret ile yapılan fiildir. Namahreme zaruret olmaksızın bakmak ve onu düşünmek haram olsa da bu orucu bozmaz. Ayrıca yağlanmak da orucu bozmaz. Tıpkı kişinin gusül alıp da suyun soğukluğunu ciğerinde hissetmesinin orucu bozmadığı gibi. Sürme sürmek de orucu bozmaz. Hatta sürmenin tadını kişi boğazında, rengini tükürüğünde ya da balgamında görse bile bu böyledir. Çoğunluğun görüşleri bu yöndedir. Sürmenin güzel koku ile kokulanmış ya da başka bir şeyle karıştırılmış olması neticeyi değiştirmez. Sürme ve yağlanma meselesi bize şunu ifade eder: oruçlu kişinin, misk, gül ya da benzer şeyleri koklaması mekruh değildir. Çoğunluk demişlerdir ki: Sürme sürmek oruçlu kişi için mekruh değildir. Bu, sürmenin kokulu ya da kokusuz bütün çeşitleri için geçerlidir. Hacamat yaptırmak da orucu bozmaz. Çünkü Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ihramlıyken ve oruçken hacamat yaptırmıştır. “Hacamat yaptıran ve yapılan kişinin orucu bozulur” şeklindeki rivayet, “Orucun sevabı zayi olur.” şeklinde yorumlanmıştır. Gıybet etmek de orucu bozmaz. Oruçken yemeye niyet edip de yemeyen kişinin orucu da bozulmaz. Çünkü bozma fiili meydana gelmemiştir. İrade dışı boğaza giren duman da orucu bozmaz. Çünkü bundan kaçınmak imkansızdır. Tıpkı abdest alan kişinin ağzında ıslaklık kalması gibi. Buradan şu anlaşılmaktadır: İradi olarak dumanı boğazına sokan kişinin orucu bozulur. Bu, insanlarının çoğunun bilmediği bir durumdur. Bundan dolayı meseleye dikkat çekmek istedik ki, insanlar gülün, gül suyunun ya da miskin kokusu gibi zannedip de dumanı içlerine çekmesinler. Tozun, hatta değirmendeki un tozunun istemeden boğaza kaçması da orucu bozmaz. Sineğin, ilaçların tadının boğaza kaçması da orucu bozucu değildir. Çünkü bu tür şeylerden kaçınmak zordur. Bunlar, kişi (unutarak değil) oruç olduğunu bilse bile orucu bozmaz.
باب مالا يفسد الصوم
وهو أربعة وعشرون شيئا: ما لو أكل أو شرب أو جامع ناسيا. وإن كان للناسي قدرة على الصوم يذكره به من رآه يأكل، وكره عدم تذكيره. وإن لم يكن له قوة فالأولى عدم تذكيره. أو أنزل بنظر أو فكر وإن أدام النظر والفكر. أو ادهن أو اكتحل ولو وَجد طعمه في حلقه. أو احتجم أو اغتاب أو نوى الفطر ولم يفطر أو دخل حلقه دخان بلا صنعه، أو غبار ولو غبار الطاحون، أو ذباب أو أثر طعم ِالأدوية فيه وهو ذاكر لصومه.
"وهو أربعة وعشرون شيئا" تقريبا لا تحديدا بالمرة: منها: "ما لو أكل" الصائم "أو شرب أو جامع" أو جمع بينها "ناسيا"، لعمومه لقوله صلى الله عليه وسلم: "إذا أكل الصائم ناسيا فإنما هو رزق ساقه الله إليه". فلا قضاء عليه. والجماع في معناهما. فإن تذكر نزع من فوره، فإن مكث بعده فسد صومه. فإن حرك نفسه ولم ينزِع أو نزع ثم أولج لزمته الكفارة. ولو نزع خشية طلوع الفجر فأمنى بعد الفجر والنزع ليس عليه شيء لعدم الجماع صورة ومعنى.
"وإن كان للناسي قدرة على" إتمام "الصوم" إلى الليل بلا مشقة ظاهرة: كشاب قوي "يذكر به من رآه يأكل و" إن تركه "كره عدم تذكيره" في المختار، كذا في الفتح. وقيل من رأى غيره في رمضان يأكل ناسيا لا يخبره لأن بأكله هذا لا يفسد صومه. "وإن لم يكن له قوة فالأولى عدم تذكيره" لما فيه من قطع الرزق واللطف به سواء كان شيخا أو شابا.
"أو أنزل بنظر" إلى فرج امرأة لم يفسد "أو فكر وإن أدام النظر والفكر" حتى أنزل. لأنه لم يوجد منه صورة الجماع ولا معناه، وهو الإنزال عن مباشرة. ولا يلزم من الحرمة الإفطار. "أو ادهن" لم يفسد صومه، كما لو اغتسل ووجد برد الماء في كبده.
"أو اكتحل ولو وَجد طعمه" أي طعم الكحل "في حلقه" أو لونَه في بزاقه أو نخامته في الأصح، وهو قول الأكثر، وسواء كان مطيبا أو غيره. وتفيد مسألة الاكتحال ودهنِ الشارب الآتيةُ أن لا يكره للصائم شم رائحة المسك والورد ونحوه. فإنهم قالوا لا يكره الاكتحال بحال وهو شامل للمطيب وغيره.
"أو احتجم" لم يفسد لأنه صلى الله عليه وسلم احتجم وهو محرم واحتجم وهو صائم ."أو اغتاب" وحديث: "أفطر الحاجم والمحجوم" مؤول بذهاب الأجر."أو نوى الفطر ولم يفطر" لعدم الفعل. "أو دخل حلقه دخان بلا صنعه" لعدم قدرته على الامتناع عنه. فصار كبلل بقي في فمه بعد المضمضة.
وفيما ذكرنا إشارة إلى أنه من أدخل بصنعه دخانا حلقه بأي صورة كان الإدخال فسد صومه. وهذا مما يغفل عنه كثير من الناس، فلينبه له ولا يتوهم أنه كشم الورود ومائه والمسك. "أو" دخل حلقه "غبار ولو" كان "غبار" دقيق من "الطاحون"، "أو" دخل حلقه "ذباب"، "أو" دخل "أثر طعم الأدوية فيه" أي في حلقه. لأنه لا يمكن الاحتراز عنها فلا يفسد الصوم بدخولها. "وهو ذاكر لصومه" ل
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]