Namazın Mekruhları -4
NAMAZIN MEKRUHLARI – 4
Namazda esnemek mekruhtur. Çünkü bu, tembelliğin ve şişmanlığın (ya da midenin doluluğunun) bir neticesidir. Eğer namaz kılana esneme galebe çalarsa, dişleriyle dudaklarını tutarak, sağ elinin arkasıyla ya da elbisesinin ucuyla onu engellemeye çalışır. Kıyamda bu şekilde hareket eder. Kıyam dışında ise sol eliyle ağzını kapatır. Namazda esnemenin kerahetine dair Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Allah hapşıranın hapşırmasını sever. Esnemeyi de kerih görür. Biriniz esnediğinde, gücü yettiğince onu engellesin. Esneme sesleri çıkararak “hah hah” demesin. Bu türlü esneme şeytandandır ve şeytan böyle esneyene güler.” Başka bir rivayet ise şöyledir: “Ağızını eliyle tutsun. Çünkü şeytan oradan ağzına girer.”
Namazda bir maslahat olmadıkça gözleri yummak da mekruhtur. Zira Allah Resulü şöyle buyurmuştur: “Namaza başlayan kişi gözünü yummasın.” Çünkü gözünü yuman, namazda bakması mendup olan yere bakmamış olur. Ayrıca her uzvun ve vücudun her bir yerinin ibadetten bir nasibi vardır. Göz de bundan nasibini almalıdır. Bununla beraber namazın huşûunu, huzurunu kaçıran, aklı meşgul eden bir manzara varsa, herhalde bu durumda gözleri yummak daha iyidir.
Namazda gözleri semaya kaldırmak mekruhtur. Çünkü Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İnsanlara ne oluyor ki, gözlerini namazda semaya kaldırıyorlar. Ya bundan vazgeçerler ya da gözleri alınır.”
Gerinmek de namazın mekruhlarındandır. Çünkü bu da tembelliğin bir neticesidir.
Namazda, namaza aykırı az bir hareket mekruhtur. Bunun misalleri çoktur. Mesela saç yolmak, korku namazında yayla bir defa ok atmak, namazda yürümek gibi.
Namazda özürsüz yere saçlardaki bitleri almak ve onları öldürmek mekruhtur. Ancak bit, karınca ya da pire gibi ısırıyorsa ve bu da insanı meşgul ediyorsa onu almak mekruh değildir. Bu durumda bitin kanından sakınmak gerekir. Zira İmam Şafiî, bitin derisini/ölüsünü de kanını da necis kabul etmiştir. Hanefilere göre bitin ölüsünü mescide atmak caiz değildir.
Burnu ve ağızı namazda kapatmak mekruhtur. Nitekim bu konudaki hadisleri daha önce rivayet etmiştik.
Namazda ağıza, erimeyen ve sünnet olan kıraati engelleyen ya da altın gibi aklı meşgul eden bir şey almak mekruhtur.
Sıcak, soğuk ya da yerin sertliği gibi bir zaruret olmadan sarığın kıvrımı üzerine secde etmek mekruhtur. كَور kelimesi, sarığın alına denk gelen kıvrımı demektir. Bu kıvrım, bir küçük perde mahiyetinde olduğu için mekruh olsa da secdeye mani olmadığından dolayı haram değildir. Ancak sarık alında değil de başta ise ve kişi bu sarık üzerine secde ederse, alnı yere değmeyeceğinden dolayı namazı geçerli olmaz. Halktan pek çoğu bu hatayı yapmaktadır.
Namazda canlı resmi üzerine secde etmek mekruhtur. Çünkü bu, ona ibadet etmeye benzer.
Secdeyi sadece alınla yapıp özürsüz yere burnu yere koymamak mekruhtur. Çünkü bu durumda bir vacip terk edilmiş olur. Zira burnu secdede yere koymak vaciptir.
Yol ortasında namaz kılmak mekruhtur. Çünkü bu, halkın yol üzerindeki hakkını işgal etmek ve onları yoldan engellemek manasına gelir.
Hamam, tuvalet ve kabristanda namaz kılmak mekruhtur. Zira “Allah Resulü, yedi yerde namaz kılmayı yasaklamıştır: Çöplükte, hayvan kesilen yerde, kabristanda, yol ortasında, hamamda, develerin yattığı yerde, Kabe’nin üstünde.”
Hamamda sadece namazı kaçırma korkusu olan kişi namaz kılar. Hadisin mutlak ifadesine böyle bir kayıt getirmek mümkündür. Hamamda, elbise giyilip çıkarılan mekanda ve hamam işçilerinin oturduğu yerde namaz kılmakta bir beis yoktur.
Başkasının arazisinde onun izni olmadan namaz kılmak mekruhtur. Böyle bir şeye mecbur kalan, mekan ekilmiş yer ya da yol ortası değilse ve burası bir müslümana aitse, izinsiz namazını kılabilir. Bir gayrimüslime aitse o zaman izinsiz olarak sadece yolda namaz kılabilir.
الدرس السابع والثمانون
مكروهات الصلاة -4
والتثاؤب، وتغميض عينيه ورفعهما للسماء، والتمطّي، والعمل القليل، وأخذ قملة وقتلها، وتغطية أنفه وفمه، ووضع شيء في فمه يمنع القراءة المسنونة، والسجود على كور عمامته، وعلى صور، والاقتصار على الجبهة بلا عذر بالأنف، والصلاة في الطريق والحمام وفي المخرج وفي المقبرة وأرض الغير بلا رضاه.
"و" يكره "التثاؤب" لأنه من التكاسل والامتلاء، فإن غلبه فليَكظِم ما استطاع ولو بأخذ شفته بسنه، وبوضع ظهر يمينه أو كمه في القيام، ويساره في غيره، لقوله صلى الله عليه وسلم: "إن الله يحب العُطاس ويكره التثاؤب فإن تثاءب أحدكم فليرده ما استطاع ولا يقول هاه هاه فإنما ذلكم من الشيطان يضحك منه". وفي رواية "فليمسك يده على فمه فإن الشيطان يدخل فيه". "و" يكره "تغميض عينه" إلا لمصلحة، لقوله صلى الله عليه وسلم: "إذا قام في الصلاة فلا يُغمِض عينيه"، لأنه يفوت النظر للمحل المندوب، ولكل عضو وطرف حظ من العبادة، وبرؤية ما يفوت الخشوع ويفرق الخاطر ربما يكون التغميض أَولى من النظر.
"و" يكره "رفعهما للسماء" لقوله صلى الله عليه وسلم: "ما بال أقوام يرفعون أبصارهم إلى السماء لَيَنْتَهُنّ أو لَتُخْطَفَنَّ أبصارُهم". "والتمطي" لأنه من التكاسل. "والعمل القليل" المنافي للصلاة، وأفراده كثيرة كنَتْف شعرة، ومنه الرمية عن القوس مرة في صلاة الخوف، كالمشي في صلاته. "و" منه "أخذ قَمْلة وقتلها" من غير عذر، فإن كانت تشغله بالعض كنملة وبرغوث لا يكره الأخذ ويحترز عن دمها، لقول الإمام الشافعي رحمه الله تعالى بنجاسة قشرها ودمها، ولا يجوز عندنا إلقاء قشرها في المسجد.
"وتغطية أنفه وفمه" لما روينا. "و" يكره "وضع شيء" لا يذوب "في فمه" وهو "يمنع القراءة المسنونة" أو يشغل باله كذهب. ويكره "السجود على كَور عمامته" من غير ضرورة حر وبرد أو خشونة أرض. والكَور دور من أدوارها بفتح الكاف إذا كان على الجبهة، لأنه حائل لا يمنع السجود. أما إذا كان على الرأس وسجد عليه ولم تُصب جبهتُه الأرض لا تصح صلاته، وكثير من العوام يفعله.
"و" يكره السجود "على صورة" ذي روح لأنه يشبه عبادتها. "و" يكره "الاقتصار على الجبهة" في السجود "بلا عذر بالأنف" لترك واجب ضم الأنف. "و" تكره "الصلاة في الطريق" لشغله حق العامة ومنعهم من المرور. "و" في "الحمام وفي المخرج" أي الكنيف "و" تكره الصلاة "في المقبرة"، لأن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى أن يصلى في سبعة مواطن في المزبلة والمجزرة والمقبرة وقارعة الطريق وفي الحمّام ومعاطن الإبل وفوق ظهر بيت الله. ولا يصلي في الحمام إلا لضرورة خوف الوقت لإطلاق الحديث، ولا بأس بالصلاة في موضع خلع الثياب وجلوس الحمامي. "و" تكره في "أرض الغير بلا رضاه". وإذا ابتُلي بالصلاة في أرض الغير وليست مزروعة أو الطريق إن كانت لمسلم صلى فيها وإن كانت لكافر صلى في الطريق.