Aşere-i Mübeşşere Haricinde Cennet’le Müjdelenenler





Author: Dr. Ahmet KURUCAN - min read. - Post Date: 09/15/2020
Clap

Aşere-i mübeşşere haricinde gerek hayatları esnasında, gerekse vefat ettikten sonra veya farklı bir anlatım tarzı içinde, gerek ferdî, gerekse cemaat ve grup hâlinde âyet-i kerimeler ve Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanları ile Cennet’le müjdelenenler vardır.

Müslümanlar arasında, Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tarafından Cennet’le müjdelenen sahabilerin on kişiden ibaret olduğu şeklinde yaygın bir kanaat vardır. Bu yaygın kanaatin sebebini herhalde aşere-i mübeşşere, yani Cennet’le müjdelenen on kişinin -Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, Hazreti Sa’d b. Ebî Vakkas, Hazreti Abdurrahman b. Avf, Hazreti Ebû Ubeyde b. Cerrah, Hazreti Talha b. Ubeydullah, Hazreti Zübeyr b. Avvam, Hazreti Said b. Zeyd (radıyallâhu anhum ecmaîn)- çok meşhur olmasında aramak gerekmektedir. Yalnız kaynak kitaplarımıza müracaat ettiğimizde gördüğümüz bir husus var ki, o da aşere-i mübeşşere haricinde gerek hayatları esnasında, gerekse vefat ettikten sonra veya farklı bir anlatım tarzı içinde, gerek ferdî, gerekse cemaat ve grup hâlinde âyet-i kerimeler ve Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanları ile Cennet’le müjdelenenlerin oluşudur. İşte bu kısa çalışmada okuyuculara bir fikir verebilmek ve daha çaplı araştırmalara zemin hazırlayabilmek için aşağıda sunacağımız tertip içinde Cennet’le müjdelenenleri belirtmeye çalışacağız.

  1. Hazreti Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) zevceleri arasından,
  2. Hazreti Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) çocukları ve torunlarından,
  3. Aşere-i mübeşşere haricindeki sahabe-i kiramdan,
  4.  Ashap içinde vefatlarından sonra,
  5. Ashab-ı Bedir ve Bey’at-ı Rıdvan’a katılanlar,
  6. Şehitler,
  7. Akıl bâliğ olmadan ölenler,

 

A) Hazreti Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Zevceleri Arasından

 

Hazreti Hatice (radıyallâhu anhâ)

Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) şöyle rivayet etmiştir: “Cibril, Hazreti Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) geldi ve dedi ki: “Ya Resûlallah, Hatice beraberindeki yiyecek ve içeceklerle senin yanına geliyor. O geldiğinde Rabbinden ve benden ona selâm söyle; lü’lü ve mercanlar içinde gürültü ve meşakkatin bulunmadığı Cennet ile onu müjdele!” buyurdu.1

 

Hazreti Âişe (radıyallâhu anhâ)

“Cibril (aleyhisselâm) kendi suretinde, yeşil ipekten hırka içinde Resûlüllah’a geldi ve dedi ki: Bu (Hazreti Âişe) dünyada da, âhirette de senin zevcendir.”2

 

Hazreti Hafsa (radıyallâhu anhâ)

Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir sebebe binaen Hazreti Hafsa Validemiz’i boşamıştı. Sonra kendisi şöyle anlatıyor: “Cibril bana geldi: ‘Hafsa’ya geri dön, yani onu nikâhına tekrar al. Zira o savvame, kavvame yani çok oruç tutan ve çok namaz kılan bir kadındır. O, Cennet’te senin zevcendir.’ dedi.”3

 

Zeynep bintü Cahş (radıyallâhu anhâ)

Hazreti Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Efendimiz buyurdular ki: ‘Bana sizin aranızdan en çabuk iltihak edecek olan eli en uzun olanınızdır.’ Bizim aramızda eli en uzun olan yani en çok sadaka veren Zeynep idi. Zira o, kendi eliyle iş yapar (el işleri) -para kazanır- ve onu tasadduk ederdi.”4

Görüldüğü gibi Peyhamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) beyanıyla, ismi geçen validelerimiz direkt veya dolaylı olarak Cennet’le müjdelenmişlerdir.

 

B) Hazreti Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Çocukları ve Torunlarından

 

Hazreti Fatıma (radıyallâhu anhâ)

İbn Abbas (radıyallâhu anhuma) rivayet ediyor: “Bir gün Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) yere dört çizgi çizdi. Sonra, ‘Bunlar nedir biliyor musunuz?’ dedi. Biz de, ‘Allah ve Resûlü daha iyi bilir.’ dedik. Buyurdular ki: ‘Cennet kadınlarının en faziletlisi Hatice bintü Huveylid, Fatıma bintü Muhammed, Âsiye bintü Müzahim (ki Firavun’un karısı idi) ve Meryem bintü İmran’dır.”5

 

Hazreti Hasan ve Hüseyin (radıyallâhu anhuma)

Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor. Peygamber Efendimiz buyurdular ki; “Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin efendileridir.”6

 

Hazreti İbrahim (radıyallâhu anh)

Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Hazreti Mâriye’den doğan çocuğu Hazreti İbrahim (radıyallâhu anh) süt emme çağında iken vefat etmişti. Enes İbn Mâlik (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü buyurdular ki; ‘İbrahim benim oğlumdur. Emzikte iken vefat etti. Onun Cennet’te iki tane süt annesi vardır ki onun süt emmesini ikmal ediyorlar.’”7

 

C) Aşere-i Mübeşşere Haricindeki Sahabe-i Kiramdan

Bizim isimlerini bildiğimiz ve bilmediklerimizle beraber 37 tane Cennet’le müjdelenen sahabî vardır. Bir fikir verme amacıyla bunlardan bazılarını zikredelim.

 

1-Hazreti Ebû Zer el-Gifârî (radıyallâhu anh)

Ebû Zer ile Allah Resûlü arasında şöyle bir konuşma geçiyor:

“Ya Resûlallah! Bir adam bir kavmi seviyor ama onlar gibi amel yapmaya gücü yetmiyor?

“Ya Ebâ Zer, sen sevdiklerinle berabersin.”

“Ben Allah ve Resûlünü seviyorum.”

“Şüphesiz ki sen sevdiklerinle berabersin. Ebû Zer bu cevaptan sonra, aynı cümleyi birkaç defa tekrar etti, her seferinde aynı cevabı aldı.”8

 

2-Arabi (radıyallâhu anh)

Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bir Arabî Efendimiz’e geldi. Ya Resûlallah, bana öyle bir amel göster ki, ben onu işlediğimde Cennet’e gireyim.” dedi. Allah Resûlü, “Allah’a ibadet eder ve O’na hiçbir şeyi şerik koşmaz, namaz kılar, farz zekâtı verir, Ramazan orucunu tutarsan Cennet’e girersin.” dedi. Arabi, “Nefsim elinde olana yemin olsun ki buna hiçbir şey ziyade etmeyeceğim.” dedi, döndü gitti. Efendimiz, “Cennet ehlinden bir adama bakmak kimin hoşuna giderse, şu adama baksın.” buyurdu.9

 

3-Arabi (radıyallâhu anh)

Bir Arabi Müslüman olmuş, Hayber veya Huneyn gazvesine katılmıştı. Peygamber Efendimiz ona da ganimetten hissesini ayırdı. Bu hisse kendisine ulaşınca, onları eline aldı ve huzur-u nebevîye geldi: “Ya Muhammed! Ben bunlara nail olmak için sana biat etmedim. Fakat ben -boğazını göstererek- ha şuradan bir ok yiyerek ölüp Cennet’e girmek için biat ettim.” dedi. Efendimiz, “Eğer sen Allah’a karşı -bu isteğinde- sadık isen, Allah, seni sadık çıkarır yani arzunu verir.” buyurdu. Sonra bir savaşta düşmanlarla savaştı ve boğazından ok yiyerek şehit olmuş olduğu hâlde Efendimiz’e getirildi. “Bu, o mu?” dedi. “Evet, o.” dedi sahabe-i kiram. Sonra Allah Resûlü onu kefenledi, cenaze namazını kıldırdı ve şöyle dedi: “Allah’ım bu senin kulundur. Senin yolunda muhacir olarak yola çıktı ve şehit olarak öldürüldü ve buna ben şahidim.”10

 

4- Hazreti Hârise İbn Numan (radıyallâhu anhâ)

Hazreti Âişe (radıyallâhu anhâ) Validemiz anlatıyor: “Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Cennet’e girdim, (bir başka rivayette rüyamda Cennet’i gördüm;) bir okuyucunun (Kur’ân okuyordu) sesini duydum. ‘Kim bu?’ dedim. ‘Bu Hârise İbn Numan.’ dediler. Sonra Resûlüllah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bana iki defa dedi ki, “Bu iyiliğinin karşılığı, mükâfatıdır.” Zira Hârise İbn Numan insanların içinde annesine karşı en çok iyilik eden idi.”11

 

5-Bir adam (radıyallâhu anh)

Ebû Mes’ud el-Ensarî (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bir adam gemi ağzına vurulmuş bir deve ile geldi ve, ‘Ya Resûlallah, şu deveyi Allah yolunda infak ediyorum.’ dedi. Resûlüllah da ona, ‘Bunun karşılığında sana Cennet’te 700 tane gemi ağzına vurulmuş deve vardır.’ karşılığını verdi.”12

 

6-Bir adam (radıyallâhu anh)

Hazreti Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Siyahî bir adam Allah Resûlü’ne gelerek, ‘Ya Resûlallah! Ben malı olmayan, çirkin kokulu, çirkin yüzlü siyah bir adamım. Eğer şu düşmanlarla öldürülünceye dek savaşırsam benim yerim neresi?’ diye sordu. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), ‘Cennet.’ buyurdu. O adam, öldürülünceye kadar savaştı. Sonra Nebi (sallallâhu aleyhi ve sellem), onun başına geldi ve ‘Allah yüzünü beyaz, kokunu güzel, malını da çok yapsın!’ diye dua etti.13

 

8-Hazreti Sa’d İbn Mâlik el-Ensâri (radıyallâhu anh)

Hazreti Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bir gün Allah Resûlü ile beraber oturuyorduk. ‘Şimdi Cennet ehlinden bir adam gelecek.’ dedi. Biraz sonra ayakkabılarını sol eline almış, sakalından abdest suyu damlayan bir adam çıkageldi. Ve bu vaka ayrı ayrı günlerde tam üç defa tekrar etti. Üçüncü seferinde Abdulah İbn Amr İbni’l-Âs bu adamı takip etti ve, ‘Ben babamla tartıştım. Üç gün eve girmemeye yemin ettim. Senin yanında üç gün kalabilir miyim?’ dedi. Adam da kabul etti. Fakat bu üç gün zarfında farz ameller dışında başka bir amel yaptığını görmedi ve hatta bunu azımsadı. Nihayet Abdulah İbn Amr İbni’l-Âs, Sa’d İbn Mâlik’e, Efendimiz’in kendisi hakkında verdiği müjdeyi anlattı. Bununla beraber farz ameller dışında fevkalâde bir şey göremediğini, Cennet’le müjdelenmesinin sebebinin ne olabileceğini sordu. Sa’d, ‘Gördüğün gibi, benim amelim bu. Yalnız ben, Müslümanlardan hiç kimseyi aldatmam ve Allah’ın ona verdiği bir şeyden dolayı da kıskanmam.’ deyince, “Abdullah işte budur seni Cennet’e ulaştıran. Biz buna güç yetiremiyoruz.’ diyerek Sa’d İbn Mâlik’in yanından ayrıldı.”14

 

9-Hazreti Abdullah İbn Selâm (radıyallâhu anh)

Yahudi ulemasından, Peygamber Efendimiz’in Medine’ye teşriflerinde ilk Müslüman olanlardan. Sa’d İbn Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) diyor ki: “Ben Allah Resûlü’nden şu anda insanlar arasında dolaşan, hayatta hiçbir kimse için bu cennetliktir.” sözünü duymadım ancak Abdullah İbn Selâm hariç.”15

 

10-Hazreti Abdullah İbn Mes’ud (radıyallâhu anh)

Bir gün Peygamber Efendimiz, ona, “İste, istediğin verilecek; dile, dileğin yerine getirilecek.” dedi. O da, “Allah’ım irtidadı olmayan iman, bitme, tükenme bilmeyen nimet ve Nebi Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) ile ebedî Cennet’in en âlâ mertebesinde arkadaşlık isterim!” diye dua etti.16

 

11-Hazreti Umeyr İbn Humam (radıyallâhu anh)

Hazreti Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü, Bedir günü, ‘Eni semavat ve arz kadar olan Cennet için döğüşün!’ buyurdu. Umeyr İbn Humam, ‘Ya Resûlallah, eni samavat ve arz genişliğinde mi?’ diye taaccüp içinde sorunca, Resûlüllah, ‘Evet.’ cevabını verdi. ‘Umeyr bak, bak.’ (rıza ve taaccüp ifadesi) dedi. Resûlüllah, ‘Niye öyle dedin?’ diye sorunca, ‘Ya Resûlallah, o Cennet ehlinden biri olma ümidiyle.’ deyince, Allah Resûlü, ‘Sen Cennet ehlindensin.’ müjdesini ona verdi. Bunun üzerine Umeyr, yanında taşıdığı hurmaları çıkardı. Sonra da, ‘Eğer şu hurmaları yiyecek kadar yaşarsam vallahi bu çok uzun bir hayat olur.’ diyerek onları yere attı, düşmanlarla savaşmaya daldı ve nihayet şehit oldu.”17

 

12-Hazreti Yâsiru’l-Ansî (radıyallâhu anh)

Hazreti Osman (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü’nü Ammar’a onun babasına ve annesine hitaben: ‘Ey Yâsir Ailesi! Sabredin, sizin mekânınız Cennet’tir!’ müjdesini verirken işittim.”18

 

13-Siyahi bir kadın (radıyallâhu anhâ)

İbn Abbas (radıyallâhu anhuma) anlatıyor: “Siyahî bir kadın Allah Resûlü’ne gelerek, ‘Ben saralıyım, nöbetim geldiğinde açılıp-saçılıyorum Allah’a benim için dua etsen!’ dedi. Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) de, ‘İstersen sabret, Cennet’e gir; istersen dua edeyim Allah afiyet versin!’ diye tercihi kadına bıraktı. O, ‘Cennet’e girmek için sabredeceğim fakat nöbetim geldiğinde açılmamam için dua et.’ dedi. Allah Resûlü de ona dua etti.”19

Yukarıdaki hadislerde görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) çeşitli vesilerle, sahabeden aşere-i mübeşşere haricinde Cennet’le müjdelediği bir çok kişi vardır.

 

Ç) Ashap İçinde Vefatlarından Sonra

 

Hazreti Zeyd İbn Hârise (radıyallâhu anh)

Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), azatlı kölesi, Mûte Savaşı’nda şehit olmuştu. Hazreti Bureyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: Efendimiz buyurdular ki: “Cennet’e girdim, beni genç bir câriye karşıladı. ‘Sen kimsin?’ dedim ona. ‘Ben Zeyd İbn Harise’nin cariyesiyim.’ dedi.”20

 

7- Hazreti Sa’d İbn Muâz (radıyallâhu anh)

Hazreti Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: ‘Sa’d İbn Muâz’ın ölümünden dolayı Arş-ı Rahman ihtizaza geldi.’”21

Bera İbn Âzib (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah’a ipek bir elbise hediye edildi. Yumuşaklığından dolayı bu, halkın çok hoşuna gitti. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Bunun yumuşaklığına hayret mi ediyorsunuz? Sa’d İbn Muâz’ın Cennet’te bir mendili bundan daha hayırlıdır.” buyurdu.22

 

Hazreti Ebû Seleme (radıyallâhu anh)

İlk Müslüman olanlardan, Peygamber Efendimiz’in süt kardeşi ve teyze oğlu. Habeşistan ve Medine’ye hicret etti. Bedir Savaşı sonrası vefat etti. Hazreti Ebû Seleme’nin hanımı Ümmü Seleme Vâlidemiz anlatıyor: “Ebû Seleme vefat ettiğinde, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) geldi, onun açık kalan gözlerini kapattı ve ‘Ruh çıkınca göz onu takip eder.’ buyurdu. Ehli onun vefatına ağlıyorlardı. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), ‘Nefislerinize ancak hayır ile dua edin zira melekler sizin duanıza âmin diyorlar.’ dedikten sonra, ‘Allah’ım Ebû Seleme’yi mağfiret eyle. Derecesini hidayete erenlerin içinde yükselt. Bizi ve onu bağışla ya Rabbe’l-Âlemin. Onun kabrini genişlet ve onu kabir içinde tenvir et!’ diye dua etti.”23 Herhalde Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) böyle dua ettiği bir zatın yeri Cennet olacaktır. Kaldı ki sahabe-i kiram içinde, Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem), Ebû Musa el-Eş’arî’ye, Bi’r-i Maûne ve Recî’ Vakalarında şehit olanlara, Hazreti Cüleybib’e, Abdullah İbn Haram’a buna benzer şekilde dua etmiştir. Dolayısıyla bunlar da cennetlikler içinde rahatlıkla mütalâa edilebilirler.

 

Hazreti Useyrim (radıyallâhu anh)

Asıl adı Amr İbn Sabit. Bir vakit dahi olsa, namaz kılmadan Cennet’e giden sahabi. Ebû Hureyre’nin (radıyallâhu anh) anlattığına göre: Uhud Savaşı’na kadar Müslüman olmayan Useyrim, o gün Müslüman oluyor ve şehit oluncaya kadar savaşıyor. Allah Resûlü’ne bu anlatılınca, “Muhakkak ki o, ehl-i Cennet’tir.” buyuruyor.24

 

Hazreti Harise İbn Umeyr (radıyallâhu anh)

Çocuk iken Bedir Savaşı’na katılıp, şehit olanlardan Harise İbn Umeyr‘in annesi, Allah Resûlü’ne gelerek, “Ya Resûlallah, Harise’nin benim yanımdaki kıymetini biliyorsun. Eğer o Cennet’te ise sabreder, ecrini Allah’tan beklerim. Eğer değilse, ne yapayım, ne yapmamı tavsiye edersin?” dedi. Allah Resûlü ise, “Allah iyiliğini versin. Bir tane mi Cennet var! Birçok Cennet vardır ve Harise, Firdevs Cennetindedir.” karşılığını verdi.25

 

Hazreti Mâiz İbn Mâlik (radıyallâhu anh)

Zina suçundan dolayı recm cezası ile öldürülen sahabi. Hazreti Cabir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Mâiz recm ile öldürüldükten sonra Allah Resûlü onun hakkında, ‘Onu Cennet nehirlerinin içinde yüzerken gördüm.’ buyurmuştur.”26

 

D) Ashab-ı Bedir ve Bey’at-ı Rıdvan’a Katılanlar

Bedir Savaşı’na katılan sahabe ve onların faziletleri hakkında Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ağzından şeref-südur olan birçok hadis-i şerif vardır. Mevzumuza açıklık getireceğine inandığımız bir iki hadisin tercümesini sunuyoruz.

Rifaa İbn Âmir (radıyallâhu anh) rivayet ediyor: “Cibril (aleyhisselâm), Allah Resülü’ne gelerek ‘Siz ehl-i Bedr’e nasıl bakıyorsunuz?’ diye sordu. Efendimiz ‘Biz onlara Müslümanların en efdali nazarıyla bakıyoruz.’ cevabını verince, Cibril (aleyhisselâm), “Biz de Bedr Savaşı’na katılan meleklere aynı nazarla bakıyoruz.” dedi.27

Hazreti Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Hâtıb İbn Ebî Beltaa, Peygamber Efendimiz’in bir ordu hazırlığına giriştiğini ve muhtemelen Mekke’ye yöneleceğini bir mektupla Mekkelilere haber vermek istemişti. Fakat plânı akım kaldı. Bunun üzerine Hazreti Ömer (radıyallâhu anh), ‘Bırak beni, izin ver şu münafığın boynunu vurayım ya Resûlallah!’ deyince Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), ‘Hayır, o Bedir’e katılanlardan. Allah ehl-i Bedir’e istediğinizi yapın, sizi mağfiret ettim.” bir başka rivayette ise “Cennet’i size vacip kıldım.’ demedi mi?’ diye karşılık vermiştir.”28

Bey’at-ı Rıdvan’a katılanlar hakkında Allah, Kur’ân’da şöyle buyuruyor: “Allah, sana ağacın altında biat eden müminlerden razı olmuştur.” (Fetih sûresi, 48/18) ve Hazreti Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Allah Resûlü buyurdu ki: ‘Bu ağaç altında biat edenlerden hiç kimse Cehennem’e girmez.’”29

 

E) Şehitler

Allah yolunda mücadele ve mücahede ederken şehit olanların Cennet’e gireceğine dair birçok âyet ve hadîsler vardır. Numune babından birkaç tanesinin tercümelerini aktaralım:

“Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz. Onlar diridir, fakat siz bilmiyorsunuz.” (Bakara sûresi, 2/154),“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma. Onlar diridirler ve Rab’leri katında rızıklanmaktadırlar.” (Âl-i İmrân sûresi, 3/169), “Allah müminlerden canlarını ve mallarını cennet kendilerinin olmak üzere satın almıştır.” (Tevbe sûresi, 9/111)

Hazreti Ebû Hureyre’nin (radıyallâhu anh) rivayet ettiğ bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah, evinden sadece kendi yolunda cihad etmek ve kelimatını tasdik için çıkan kimseyi ya Cennetine koymayı veya birçok sevap ve ganimetle evine döndürmeyi tekeffül etmiştir.30

Hazreti Enes (radıyallâhu anh) rivayet ettiği bir hadis-i kudside Allah (celle celâluhû) şöyle buyuruyor: “Allah adına Allah yolunda cihad eden kişi benim güvencem altındadır. Ruhunu alırsam kendisine Cennet’i vâris kılarım şayet memleketlerine geri çevirirsem sevap ve ganimetlerle çeviririm.”31

 

F) Akıl Bâliğ Olmadan Ölenler

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), oğlu Hazreti İbrahim vefat ettiğinde, “Onun Cennet’te bir süt annesi vardır.” buyurmuştu.32

Hazreti Enes ibn Mâlik (radıyallâhu anh) şöyle demiştir: “Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: ‘Henüz ergenlik çağına ulaşmadan üç çocuğu ölen insanlardan hiçbir Müslüman yoktur ki, Allah, bu çocuklara ihsan ettiği geniş rahmeti ile onları Cennet’e girdirmiş olmasın.”33

Hazreti İbn Abbas (radıyallâhu anhuma), Peygamber Efendimiz’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Kimin bulûğa ermeden vefat eden iki öncüsü olursa, anne ve babasına, kafile öncüsünün yaptığı gibi Cennet’te yer ve ziyafet hazırlar.”34

Hazreti Ebû Hureyre (radıyallâhu anh) şöyle rivayet etmiştir: “Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) ensardan bazı kadınlara, ‘Sizden birinizin üç tane çocuğu ölür de onların sevabını dilerse mutlaka Cennet’e girer.’ buyurmuş. Bunun üzerine kadınlardan biri, ‘İki çocuğu ölürse?’ diye sormuş. Allah Resûlü bu soruya, ‘İki çocuğu ölürse de.’ karşılığını vermiş.”35

Yedi ayrı bölüm hâlinde arz etmeye çalıştığımız, bu kısa çalışmada görüldüğü gibi, âyet ve hadîslerin diliyle aşere-i mübeşşere haricinde Cennet’le müjdelenen birçok kimse var. Dileğimiz onlarla beraber haşrolma, Cennet’te onlara komşu ve arkadaş olma. Rabbim dualarımızı kabul buyursun. Âmin!..

 

Kaynaklar

1 Buhârî, menâkıbu’l-ensâr 20.

2 Buhârî, fezâilü’s-sahabe 30.

3 el-Hâkim, el-Müstedrek, 4/15.

4 Buhârî, zekât 2.

5 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 1/293; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3/160.

6 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 3/64-80; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3/166, 167.

7 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 3/112.

8 Ebû Dâvûd. edeb 118.

9 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 2/343.

10 el-Hâkim, el-Müstedrek, 3/595, 596.

11 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 6/36, 131, 152.

12 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 4/121, 5/274.

13 el-Hâkim, el-Müstedrek, 2/93, 94.

14 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 3/166.

15 Ahmed İbn Hanbel. el-Müsned, 1/169.

16 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 1/445-446.

17 Müslim, imare 145.

18 el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9/293.

19 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned,1/346-347.

20 İbn Asâkir, Târîhu Dimaşk, 5/462.

21 Buhârî, menakıbu’l-ensâr 12; Müslim, fezâilü’s-sahâbe 123, 125.

22 Buhârî, menâkibu’l-ensar 12.

23 Müslim, cenâiz 7.

24 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 5/428-429.

25 Buhârî, megâzî 9.

26 Ebû Dâvûd el-Tayâlisi, Muhatü’l-Mabud, 2576.

27 Buhârî, megâzî 11.

28 Müslim, fezâilü’s-sahâbe 161; Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned,1/80.

29 Tirmizî, menâkıb 57, 58.

30 Buhârî, tevhid 28, 30; Müslim, imare 104.

31 Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 6/444.

32 Buhârî, cenâiz 92.

33 Buhârî, cenâiz 12.

34 Tirmizî, cenâiz 64.

35 Müslim, birr 151.

 

Author: Dr. Ahmet KURUCAN - min read. - Post Date: 09/15/2020