Namazın Şartları ve Rükunleri -8
62. NAMAZIN ŞARTLARI VE RÜKÜNLERİ – 8 Namazın sonundaki oturuş, miktarında ihtilaf etseler bile ulemanın icmaıyla farzdır. Farz olan miktar Hanefilerdeki en sahih görüşe göre, teşehhüt miktarı oturmaktır. Çünkü İbn Mesud’dan (r.a.) gelen bir rivayette, Allah Resulü ona şöyle demiştir: “Bunu dedikten şunu yaptıktan sonra namazını bitirmiş olursun. Kalkmak istersen kalkarsın, oturmak istersen oturursun.” Burada namazın tamamlanması oturmaya bağlanmıştır. Farzın kendisiyle tamam olduğu şey de farzdır. Bazı alimlerimiz, son oturuşta farz olanın, şehadet kelimelerini söylemek olduğunu belirtmişlerdir ki bu amelî farz (vacip) kabilindendir. Son oturuşun, bütün erkanı yerine getirdikten sonra yapılması şarttır. Çünkü son oturuş, rükünleri sona erdirmek için şart koşulmuştur. Dolayısıyla namazın aslından olup da yapılması gereken yerde yapılmadığı hatırlanan secde, namazın sonunda yapıldıktan sonra, son oturuş iade edilir. Rükünlerin ve diğer yapılması gerekenlerin geçerli olması için bunların uyanık olarak eda edilmesi gerekir. Bu yüzden, uyuyarak yapılan rüku, kıyam veya secde geçersizdir. Fakat mesela rükû (uyanık olarak başlanan rükû) esnasında uyku gelirse, bu rükû, öncesiyle beraber geçerlidir. Son oturuşta ihtilaf edilmiştir. Münyetü’l-musallî adlı eserde, uyuyarak yapılan oturuş iade edilmezse namazın geçersiz olacağı belirtilmiş, Semerkandî’nin Câmiu’l-fetâvâ adlı eserinde ise uyuyarak da olsa son oturuşun kabul edileceği, çünkü onun bir rükün olmadığı, oturmanın bina edildiği temel esprinin ‘istirahat’ olduğu, istirahatte ise uykunun gelmesinin normal karşılanması gerektiği ifade edilmiştir. Ben diyorum ki, son oturuşun şart ya da rükün olması hakkında ihtilaf, bazı yerlerde iki görüşten birini kullanmaya imkan verdiğinden dolayı faydalı bir ihtilaftır. Farzın edasının şartlarından biri de, kılınan namazın keyfiyetinin bilinmesidir. Bu da kılınan namazın ne tür bir namaz olduğunu, yani farz bir namazın farz olduğunu bilmekle olur. Böylece farz namazlarla nafile namazlar birbirinden ayırt edilmiş olur. Burada istenilen ve şart olan şey, mesela sabah namazının içinde neyin farz neyin sünnet olduğunu ayırt etmek değildir. Burada kastedilen şey, kıldığı namazın bizzat kendisinin ne olduğunu bilmesidir. Mesela sabah namazının dört rekatını da farz bilmeyip, farzla sünnet namazları ayırt etmesi gerekir. Aksi takdirde nafile niyetiyle farz kılabilir. Farzı sünnet birbirine karıştırılıp farz niyetiyle nafile kılınmış olsa bu geçerlidir ama nafile niyetiyle farz kılsa bu geçerli olmaz. Nitekim, Merginânî’nin et-Tecnîs ve’l-mezîd kitabıyla ile el-Hülasa adlı eserde de bu şekilde belirtilmiştir.
الدرس الثالث والستون
شروط الصلاة وأركانها - 8
والقعود الأخير قدر التشهد، وتأخيره عن الأركان. وأداؤها مستيقظا، ومعرفة كيفية الصلاة وما فيها من الخصال المفروضة على وجه يميزها من الخصال المسنونة واعتقاد أنها فرض حتى لا يتنفل بمفروض. والأركان من المذكورات أربعة القيام والقراءة والركوع والسجود، وقيل القعود الأخير مقدار التشهد. وباقيها شرائط بعضها شرط لصحة الشروع في الصلاة، وهو ما كان خارجها، وغيره شرط لدوام صحتها.
"و" يفترض "القعود الأخير" بإجماع العلماء وإن اختلفوا في قدره. والمفروض عندنا الجلوس "قدر" قراءة "التشهد" في الأصح، لحديث ابن مسعود رضي الله عنه حين علمه التشهد "إذا قلت هذا أو فعلت هذا فقد قضيت صلاتك إن شئت أن تقم فقم وإن شئت أن تقعد فاقعد". علق تمام الصلاة به، وما لا يتم الفرض إلا به فهو فرض. وزعم بعض مشايخنا أن المفروض في القعدة ما يأتي فيه بكلمة الشهادتين فكان فرضا عمليا.
"و" يشترط "تأخيره" أي القعود الأخير "عن الأركان" لأنه شُرع لختمها، فيعاد لسجدة صلبية تذكرها. "و" يشترط لصحة الأركان وغيرها "أداؤها مستيقظا" فإذا ركع أو قام أو سجد نائما لم يعتد به، وإن طرأ فيه النوم صح بما قبله منه. وفي القعدة الأخيرة خلاف: قال في منية المصلي إذا لم يعدها بطلت. وفي جامع الفتاوى يعتد بها نائما لأنها ليست بركن، ومبناها على الاستراحة فيلائمها النوم. قلت وهو ثمرة الاختلاف في شرطيتها وركنيتها.
"و" يشترط لصحة أداء المفروض إما "معرفة كيفية" يعني صفة "الصلاة و" ذلك بمعرفة حقيقة "ما فيها" أي ما في جملة الصلوات، "من الخصال" أي الصفات الفرضية يعني كونها فرضا، فيعتقد افتراض ركعتي الفجر وأربع الظهر وهكذا باقي الصلوات "المفروضة". فيكون ذلك "على وجه يميزها عن الخصال" أي الصفات "المسنونة" كالسنن الرواتب وغيرها باعتقاد سنية ما قبل الظهر وما بعده وهكذا. وليس المراد ولا الشرط أن يميز ما اشتملت عليه صلاة الصبح من الفرض والسنة مثل اعتقاد فرضية القيام وسنية الثناء أو التسبيح. "أو اعتقاد" المصلي "أنها" أي أن ذات الصلوات التي يفعلها كلها "فرض" كاعتقاده أن الأربع في الفجر فرض "حتى لا يتنفل بمفروض" لأن النفل يتأدى بنية الفرض أما الفرض فلا يتأدى بنية النفل، كما في التجنيس والمزيد والخلاصة. faz