Hadis İlmi
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendi sözlerine hadis denildiği gibi, O’nun hakkındaki bir olayı ya da bir fiilini haber veren sahabi sözleri de hadis şeklinde ifade edilmiştir. Allah Resûlü’ne ait sözlere; ayrıca O’nun fiillerini, takrirlerini (onaylarını), halini ve ahlâkını anlatan haberlere de hadis denilmiştir. 4 Buhârî, İlim 33; Rikâk, 51. 12 Hadis İlmi Mesela Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Abdest almadan kılı- nan namaz kabul edilmez.” buyurmuştur.5 Bu söz, Abdullah b. Ömer’in (radıyallahu anh) Allah Resûlü’nden (sallallâhu aleyhi ve sellem) dinleyip naklettiği bir hadistir. Hz. Ali Efendimiz’in “Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) abdest azalarını üçer üçer yıkardı.”6 sözü de yine Peygamberimiz’e ait bir hadistir. Zira Hz. Ali’nin (radıyallahu anh) bu sözü, Allah Resûlü’nün davranışını bildiren bir haberdir. Hadis İlminin Konusu Hadis ilminin konusu Allah Resûlü’ne ait sözler, davranışlar ve diğer bilgiler- dir. Gayesi ise bu bilgilerin tespit edilerek korunmasıdır. Hadisçilerce korunmuş bu bilgiler, tarihçiler tarafından Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayatını anlatmak maksadıyla kullanıldığında siyer ve megazi ilmi, tefsir âlimleri tarafından Kur’ân’ı tefsir için kullanıldığında ise tefsir ilmi ortaya çıkmıştır. Fıkıh âlimleri ise hadisleri, fıkıh ilmi açısından tetkik ederek hadislerden ibadet, ahlâk ve hukukla aâkalı hükümler çıkar- mışlardır. Bu anlamda dinî ilimlerin ortaya çıkışında hadis-i şerifler, Kur’ân-ı Kerîm ile birlikte iki mukaddes kaynak ve kesin delil (hüccet) olmuştur. Hadis ilminin konusu Allah Resûlü’nün hadisleridir. Ancak sahabilerin ve ta- biin âlimlerinin sözleri de hadisçiler tarafından kaydedilmiş ve muhafaza edilmiştir. Zira sahabi sözlerinin hem Allah Resûlü’nün hadislerine ait izleri taşıma ihtimali vardır hem de dini en iyi bilen insanlar olarak onların sözleri ve görüşleri dini açıdan müstakil bir delildir. Sahabi ve tabiin sözlerine haber ya da eser denilmiş, bazen de hadis diye anılmışlardır. Bu takdirde Allah Resûlü’ne ait hadislere merfu hadis, sahabi sözlerine mevkuf hadis, tabiin sözlerine ise maktu hadis denilmesi meşhur olmuştur. Hadisin Bölümleri Her bir hadis, iki ana bölümden oluşur. İlk bölüm hadisin metni, ikinci bölüm ise hadisin senedidir. Metin, hadisin söz kısmı. Sened ise hadisi aktaran râvilerin isimlerinin bulunduğu kısımdır, senedi olmayan hiçbir söz, hadis olarak kabul edil- mez. Hadisler temel hadis kaynaklarında senediyle birlikte kaydedilmiştir. Hadisleri, 5 6 Tirmizî, Tahâret 1. Tirmizî, Tahâret 34. 13 Hadis kaynak eserlerden aktarırken kısaltma maksadıyla senedlerini zikretmeden aktar- mak mümkündür. Ancak hadisin senedli olarak geçtiği ilk kaynaklar gösterilmelidir. Mesela, Buhârî dedi ki, bana İshâk b. Mansûr rivayet etti, o dediki bana Abdurrezzak rivayet etti, o dedi ki, bana Ma’mer haber verdi, Ma’mer, Hemmâm b. Münebbih’den o da Ebû Hureyre’den rivayet etti. Ebû Hureyre dedi ki, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Sizden biri iyi Müslüman olursa yaptığı her iyilik on mislin- den yedi yüz misline kadar katlanarak yazılır. Yaptığı her kötülük ise yalnızca bir yazılır.”7 Bu hadiste tırnak içindeki kısım metin, ilk kısım ise hadisin senedidir. Ebû Hureyre, hadisi Peygamber Efendimiz’den dinleyen kişidir. Ebû Hureyre’den din- leyen ise talebesi ve hemşehrisi Yemenli âlimlerden Hemmâm b. Münebbih’tir. Hemmâm b. Münebbih’ten ise talebesi, Yemen’de hadis ilminin kurucusu kabul edilen Ma’mer b. Râşid hadisi öğrenmiştir. Ma’mer’den hadisi nakleden ise onun talebesi, yine Yemenli muhaddis Abdurrezzâk b. Hemmâm’dır. Abdurrezzâk’tan ise talebesi İshâk b. Mansûr hadisi öğrenmiştir. İshâk, İmam Buhârî’nin hocasıdır. Buhâri, yukarıda anılan silsile ile hadise ulaşmıştır. Bu hadisi kitabına almış olan İmam Buhârî hadisin senedindeki son râvi, sahabi olan Ebû Hureyre ise ilk râvidir. Senedin başı musannıf Buhârî tarafıdır. Bu senedde adı geçen her âlim hadisi ho- casından hangi yolla aldığını bize seneddeki rivayet lafızları vasıtasıyla göstermiştir. İmdi bu hadisi nakletmek isteyen kişi, hadisin Buhârî’nin el-Câmi’u’s-sahîh adlı ese- rinin ilim bahsinde 31 nolu bab içinde geçtiğini belirtmek ve hadisin sahabi râvisi olan Ebû Hureyre’nin adını kaydetmek zorundadır. İlmî sadakat, selef âlimlerinin emeklerine ve hadise saygı bunu gerektirir. 7 Buhârî, İman 31. 14 Hadis İlmi Hadisin isnadında geçen kişilere râvi denilir. Râvi, hadisleri öğrenip usûlüne uy- gun bir şekilde talebesine öğreten âlimlere denilir. Rivayette uzman, hadisleri hem sened hem de metin olarak bilen âlimlere ise muhaddis denilir. Çok sayıda hadisi ezbe- rinde muhafaza ederek talebelerine aktaran hadis âlimleri ise ezberlediği hadis sayısına göre “hafız”, “hüccet” ve “hâkim” gibi farklı unvanlarla anılmışlardır.